Önemli olanın düşünme gücü değil de pabuç fırçası olduğunu,zekanın değil, sistemin söktüğünü, dünyanın özgürlük değil, eğitim üzerinde durduğunu farkettik.
Türkü bin yıl önceden geliyor... Uzaktan dağlardan, Çukurovadan, denizden geliyor. Denizin tuzu, çamın sakızı, yarpuzun kokusu bulaşmış. Öyle bir türkü."Gel benim derdime", diyor, bir derman eyle. Alemler derdine derman olansın. "
Bütün yorgunluğuna,içindeki bütün karanlığa karşın, yüreğine bir yerlerden bir ışık,bir aydınlık sızıyordu. Yüreğindeki kasveti dağıtan şeyin kendi de farkında değildi. Bu sevinç, bu sıcak ışıktan ileri geliyordu. Bu ışık nedendi?
Hani bir odun yığını tutuşturulunca insan ilkin hiçbir şey işitmez, hiçbir şey görmez ya, sonra şurada bir mısır koçanı, burada birkaç çalı çırpı ateş alır, tutuşur, sonunda duman içinde bütün yığın alevden dillerle çıtır çıtır yanmaya başlar.