Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Orta Doğu kültürü, İran,Şah, Sultan, Nizamülmülk, Hasan Sabbah, Ömer Hayyam arasındaki çetrefilli ilişkiler, entrikalar, savaş oyunları, tabiki olmazsa olmaz filizlenen aşklar...sonra Hayyam'ın o eşsiz dizeleri, rubaileri.. Masalsı bir anlatımla, gercekle kurgunun mükemmel harmanıyla örülmüş, efsane tadında bir kitap..Kitabın ikinci bölümü 1900 lerde başlıyor, ve sürpriz bir sonla bitiyor, sonu batmayan gemi denilen Titanic'e kadar uzanıyor, ve hiç akla gelmeyecek bir şekilde bitiyor...
Kitabın konusu 800 – 1200 tarihleri arasında (kültür ve medeniyet, teknoloji, ticaret, ekonomi vs ) Orta Asya da bir aydınlanma olduğu ve bunun dünyaya/Avrupa’ya ışık tuttuğudur. O dönemdeki yönetimlerin, Nizamülmülk, İbn-i Sina, Razi, Ömer Hayyam, Bîruni, Buharî, Gazalî gibi birçok bilim insanının hangi şartlarda hangi konularda (matematik, tıp, astronomi, coğrafya, fizik, mühendislik, sanat - edebiyat ve kültür, ilahiyat, felsefe) katkılar yaptıkları anlatılıyor. Aynı tarihsel dönem bazıları tarafından “İslam’ın Altın Çağı” olarak kabul ediliyor. Bu fikirde yabana atılacak bir fikir değil.
Herkese ve özellikle tarih meraklılarına tavsiyemdir. Eser ciddi bir araştırma ürünü. Yazarın bazı görüşlerine katılmayabilirsiniz. (benimde katılmadığım görüşleri var) Buna rağmen akıcı bir dille yazılmış okumaya değer bir eser.
Alıntılar
“Orta çağdaki Orta Asyalılar birden fazla dahiyane dönüm noktası oluşturmuşlardı. Bu bilim adamları ve bilginlerin gerçekleştirdiklerine bakarken, başı çektikleri ve sadece "Evreka'' anlarından ibaret olmayan bilim yapımı süreçleri görmezden gelinmemelidir.”
"Titiz ve talepkar bilginler akılla sadece neyin bilinebileceğini değil , neyin bilinemeyeceğini de sürekli olarak sorguluyorlardı."
“Bugünün Avrupalıları, Hintlileri, Çinlileri ve Orta Doğuluları farkında olduklarından çok daha fazla Orta Asya'da İbn-i Sina ve Biruni'nin döneminde zirveye ulaşan olağanüstü kültür ve entelektüel coşkunluğun mirasçısı konumundadırlar.”
Kitap 4 bölümden oluşuyor ilk 3 bölümü çok beğendim fakat son bölüm yakın zamanı ve daha siyasi olayları içerdiği için biraz sıkıcı buldum. Ömer Hayyam'ın hayatını ve dönemindeki önemli insanları ele aldığı için çok ilgimi çekti. Ömer Hayyam, Nizamülmülk, Hasan Sabbah , Melikşah tarihte çok dikkatimi çeken insanlar olduğu için hızlıca okuyup bitirmek istedim. Fakat sonunda gerçekten kopmalar yaşadım. Genel olarak beğendiğim bir kitap oldu . Tavsiye edilir.
“Küfr ile belki amma zulm ile paydâr kalmaz memleket”
Melikşah’ın devlet yönetimi hakkında kapsamlı bir rapor istemesi üzerine yazılan Siyasetname, Nizamü’l-Mülk’ün devlet adamı olarak deneyimlerini aktardığı bir el kitabı olmasının yanı sıra, edebi değeriyle de yüzyıllardır dikkati çeken bir eserdir.
Ben kitabı çok beğendim. Herkese tavsiye ediyorum. Bu kitabı özellikle siyaset yönetimiyle ilgilenlerin okuması gerekir. Devlet nasıl yönetilir ,Ülkenin başındakiler ve yandaşları neler yapar gibi konulara değinilmiş olan bu kitab çok önemli. Lakin ben bir çok siyasetcinin kitap okuduğunu düşünmüyorum. Okusalar bazı şeyler böyle olmazdı . Yine de pes etmeyelim ve bizler okuyalım , okuyalım ki bizler eskiden günümüze olan devlet sisteminin nasıl bozulduğunu görelim ve düzertmek için elimizden geleni yapalım.
Öğüt, hikmet, atasözü, Kur'an tefsiri, Peygamberimizin hadisleri, kısas-ı enbiya, siyer, âdil padişahların hikayeleri donanmış Nizamı Mülkün kitabını Hayırlısı ile bitirdim.
Okumayan varsa aranızda, okumanızı tavsiye ederim.
Siyaset alanında kendisini geliştirmek isteyenler varsa bu kitaptan yararlanabilirler. Güzel bilgiler vermekte.
Kitapta geçen bazı hadisler, zayıf hadislerdir. Bu hadisler zayıf olduğu için kitapta hadislere denk gelirseniz araştırın.
Kitapta geçen bazı olayların aynısı bugün de var. Bu olaylardan nasıl kurtulabiliriz? nasıl yol almalıyız? bunu dahi anlatıyor. Kısacası mükemmel üstü bir eser.
318 syf.
3/10 puan verdi
Kitabı 2 kere elime alıp anca okuyabilidim. Nedense beni bir çekmemişti. Okurken neden beni çekmediğini anlamış oldum. Kitap tamamen Türk tarihini ve Türk tarihi kişilerini küçümsüyor. Koskoca Melikşah karısından korkuyor, nizamülmülk Melikşah ı sevmiyor aksine nefret ediyor, Hasan sabbah zaten haşhaş kullanmıyor pürüzsüz bir insan hatta İslami doğru olarak yaşayan insanlardan vs vs. Hele 3. Bölüm tamamen şok içinde kaldım ve zar zor biraz da atlayarak okudum.
Niçin bilmiyorum, belki de bizim toprakların hikâyesini anlattığı için çok etkiledi kitap beni. Belki Rus bozkırında geçen benzer bir hikaye beni bu yüzden bu kadar etkilemeyecek. Ömer Hayyam'ın, Tuğrul-Selçuk Beylerin, Alparslan'ın, Melikşah'ın, Nizamülmülk'ün hikayesi.. 20. yüzyılın başlarında Anadolu'da verdiğimiz Kurtuluş Savaşı'nın bir benzerini veren, burnumuzun dibindeki İrannın hikayesi. Modern bir devlet kurmaya çalışan İranlıların komşusu Türkiye gibi başarılı olamayışlarının hikayesi..
Okudukça beni en çok etkileyen kısım, maalesef bu topraklarda aynı tarihî döngünün yüzyıllardır devam ettiği gerçeğini suratıma tokat gibi çarpması oldu. Romanda geçen karakterlerin birçoğu ve hayat hikayesi gerçekten de yaşanmış olması da tarihi bir yolculuk yapmanıza yardımcı olacak.
Bu zamana kadar okumadığıma, okumaya başladıktan sonra iki gün içinde bitirdiğime pişmanım..
Fedailerin Kalesi Alamut ...
Tarih 11. yüzyıl , mekân İran , kahramanlar ise Hasan Sabbah önderliğinde Nizamülmülk ve yer yer Ömer Hayyam'ın anılmasıyla da devam eden fedailer...
Hasan Sabbah'ın kurduğu ütopik dünyasında , ütopik cennetinde heba edilen vakitler , gençlikler , hayaller , umutlar , inançlar , duygular ...
Hasan Sabbah yani Seyduna kendini peygamber ilan eden , korkunç zalimlikte , keskin zekalı ve bi o kadar da gözükara bir örgüt lideri.
Haşhaşilerin örgüt lideri olan Hasan Sabbah , Deylem Krallarından Alamut'u ele geçirerek kendisine merkez edinir.Burada yalancı cennet kurar. Kurduğu cenneti en ince ayrıntısına kadar planlar ki bu zekâsına hayran kalmamak elde değil. Bir tarafta huri olduğunu zanneden , köle pazarından satın alınan cariyeler ; diğer tarafta Allah yolunda cihat ettiğini zanneden körpe yiğitler...
Din 11. yy öncesinde de sömürülmeye açıktı , günümüzde de. Hasan Sabbah'ın bu sömürüyü gözünü kırpmadan yapması ise kan dondurucu. Sebebi Nizamülmülkten intikamını almak ve planlarını yürürlüğe koymak . Tüm bu planlarını ise inanç değiştirerek , dikte ederek insan zihniyle oynayarak ve elbette haplarla yapar . Öyle ki gençler için ölmek bir lütuftur. Ölmek direkt cennete gitmektir. Korkuya şüpheye sorgulamaya asla yer yoktur. Seyduna İsmaili öğretisinde ne demişse aynen kabuldür .
Kitap Vladimir Bartol tarafından 9 ay gibi bir sürede yazılmıştır.İlk basılma zamanında Slovenyada , Yugoslavyada yasaklanmıştır. İçindekiler tehdit olarak görülmüştür. Dili oldukça akıcı , heyecan uyandırıcı , karakterleri okurken onları hissettiren türden . Daha fazla kelimeleri yormadan iyi okumalar diliyorum :)
Merhaba, Amin Maalouf'dan okuduğum ilk kitap. Öncelikle semerkant'ı okurken binbir gece masalları okuyormuş gibi hissettim. O dönemin semerkantını buram buram hissettiriyor. Yazar okurları detaylara boğmayarak gayet sade bir anlatım tarzını benimseyerek kitabı kaleme almış. Kitap sadece yaşanan olayları aktarmakla kalmayıp, iki dönemde geçmiş olan mücadelenin, aşkın ruhunu aktarmış. Ayrıca duygulara hitap etmeyi ihmal etmemiş. Gerçekçi çizgisinden hiç sapmayarak savaş, intikam gibi temaları işlemiş. Aynı zamanda
Kitap, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çerçevesinde ilerlemiş içiçe iki öyküden oluşmakta. Aslında tam olarak bir elyazmasının yazılışının ve yıllar sonra okunurken onun ve aynı zamanda İran'ın tarihinin öyküsü. 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve Atlantik'te süre gelen bir serüveni konu alıyor. Kitabın bölümlerinde,
başlangıçta Karahanlı Selçuklu Devleti dönemini Tugrul beyi, Çağrı beyi, Arparslanı ve o dönemde yaşanan kişi ve olaylara yer vererek anlatıyor, konular tam olarak Ömer Hayyam, Nizamülmülk, Hasan Sabbah çerçevesinde ilerleyerek şekilleniyor.
Bunlarla beraber astronomi, matematik ve felsefe alanlarındaki bilgisiyle dönemine ışık tutan İran'ın büyük şairi Ömer Hayyam, siyasi başarıları ve devlet tecrübesi ve tabi Ömer Hayyam ile Cihan ve Benjamın ile Şirin arasında geçen iki aşk hikâyesini de içine alarak, içerisinde günümüzdeki İran 'da yaşanmış olan devrimi konu alıyor.
Amin Maalouf'un kalemini okumak benim için bambaşka bir tecrübe oldu. Nice Amin Maalouf kitapları okumaya..
Bu kitap tarih kitabı değildir.
Bu yüzden kitapta tarihi olaylardan çok, hoşuma giden alıntıları paylaştım. Kitapta hurafeleri, iftiraları baz alarak kurgulanmış tarihi bi içerik olmayan romandır. O dönemde 100 bin haşhaşinin yaşadığı iddia ediliyor. Bu rakam oldukça uydurma bir rakamdır. Zira rakamların sayısı gerçek olsa Selçuklu'da bütün devlet kademelerini kontrol