Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

No Name (isimsiz & minnetsiz)

No Name (isimsiz & minnetsiz)
@nomerci
Okur ama yazamaz
288 syf.
4/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Yeraltı Edebiyatı Ya da yerin dibi
Postmodern yazarlardan bir kısmını severek okusam da Chuck Palahniuk'in bu kitabını beğenmedim. Nihizim ya da mutsuzluk hastalığı ya da bir tür delilik adı her neyse; anlatılır mı; anlatılabilir, bence bir mahzuru yok. Ama defalarca tekrarlanan ve en ufak ayrıntısına kadar, insanının midesini kaldıracak kadar iğrenç detay verilmeli midir? Bence hayır. Sanat bu değil aziz dostlarım, edebiyat da değil. Yeraltı edebiyatının sınırları en çok kim yıkar, kim daha çok delirebilir, kim daha çok iğrençleşebilir yarışması bu. içiniz kaldırıyorsa okuyun, okumazsanız da kitaba ayıracağınız zamanı değerlendirecek daha güzel bir kitap bulacağınızdan hiç şüpheniz olmasın. İçinden cımbızla çektiğim alıntılar hariç kayda değer bir şey bulamadım ben, tabi bu benim fikrim, herkes katılmak zorunda değil.
Tıkanma
TıkanmaChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20032,822 okunma
Reklam
212 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Usta yazarları diğerlerinden ayırmaya yarayan özelliklerden birisi de kitabın çok katmanlı okumalara açık olmasıdır, maalesef bu tür kitapları çağımızda özellikle yerli yazarlarımızda görmek çok mümkün değil. Bu düşünce beni uzun zamandır edebiyatımız hakkında olumlu düşüncelerden ve gelecek ümidinden men ediyordu. Kesişmeyi düz bir şekilde okuduğunuzda çaresizlik içindeki bir gencin isyanını, büyük bir darbe yemiş ikinci kahramanın hayata karşı dik duruşunu, duygularını ve insani yönünü kişisel çıkarlarının önüne çıkarmayı başarmış üçüncü kahramanı gayet net bir şekilde analiz edebiliyorsunuz. İkinci katmandaki okumada ise hayatta karşılaştığımız zorluklarla sadece ah vah ederek baş edemeyeceğimizi, sıfır noktasından sonra yeniden doğuşun gerçekleşebileceğini, kaybetme korkusunun kaybetmeyi hızlandırmaktan başka işe yaramayacağını görüyoruz. Üçüncü katmanda, hiçbir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını, düşüne insanın acı çekmeye mahkum olduğunu, reailitenin belki de bizi koruyacak tek şey olduğunu anlamak mümkün. Bunun yanında, yazarın felsefe, psikoloji ve engin tarih bilgisi de net bir şekilde gözüküyor. Bütün bunları öğretici bir havada değil de kurgu içinde, olay akışında vermesi sıra dışı bir yetenek. Kendinize bir iyilik yapın, Kesişme'yi okuyun
Kesişme
KesişmeNejla Şen · İmgenin Çocukları · 202115 okunma
594 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
104 günde okudu
Bir dönem romanı Cevdet Bey ve Oğulları
Orhan Pamuk'un ilk romanı. Ona edebiyat dünyasının kapılarını açan, Nobel'e giden yolda birinci basamağa doğru atılan ilk adım. Postmodern denilemez,, klasik değil ikisi arasında bir yerde. şahsi görüşlerime gelecek olursak, anlatım akıcı, Sıkıcı uzun tasvirler yok, diyaloglar keyifli. Kitap bir dönem romanı. Burada cesaretinden ötürü yazarı kutlamak lazım. Bir insan henüz 27 yaşındaysa ve kitap ilk kitabıysa böyle zor bir konuyla başlaması büyük cesaret ve özgüven ister. Üç kuşağın anlatımı, hayat anlayışları, beklentileri, evlilikleri, değişen Türkiye, değişen aile yapıları, ucundan kıyısından siyaset ve gündeme dair kısa bilgiler var. Kitapta meraklanıp ''Ne olacak bu işin sonu?'' diyebileceğiniz bir konu olmamasına rağmen kendini okutmayı başarıyor ve bu da bazı okur eleştirilerinin tersine benim taktir ettiğim bir nokta. Her karakterin iç dünyasın ayrı ayrı girilmeli miydi buna karar verecek ya da bunu eleştirecek seviyede olduğumu düşünmüyorum, bu daha çok edebiyat eleştirmenlerinin yazması gereken bir durum. Kitabın benim kanaatimce tek olumsuz yanı sonsuz sayıda ''ama'' kullanımıydı. bir paragrafta iki kere ''ama'' sonraki satır başı ''ama o öyle değildi aslında şöyle de değildi de işte böyleydi ama böyle olması gerekiyordu'' türü bir cümle yapısını yazarın ününe yakıştıramıyordum. ama sonra :))) düşününce, o zamanlar bu yazar daha 27 yaşındaydı ve bu ilk kitabı diyerek onu da mazur görüyorum.:)) Sonuç olarak Cevdet Bey ve Oğulları okunması gereken bir ilk kitap ve dönem romanıdır.
Cevdet Bey ve Oğulları
Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
430 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Prensip olarak popüler kitaplara mesafeli bir okurum. Ayrıca hakkında çok fazla inceleme yapılan kitaplardan ziyade yazarının ismi duyulmamış ama kaleminde farklı bir üslup bulduğum yazarlara inceleme yazmayı daha çok tercih ediyorum. Gel Gelelim ''Bin muhteşem güneş'' hem popüler kitap ön yargımı kırdı hem de inceleme prensibimi. Yazar ''edebiyat yapmadan edebiyat yapma'' konusunda zirveye emin adımlarla ilerliyor. Kısa cümleler, zorlamayan betimlemeler, araya sıkıştırılmış savaş ve Afgan halkının yaşam mücadelesi. İç savaşlarla yakılıp yıkılan Afganistan, din adına yapılan akla ziyan zorbalıklar, Afganistan'da kadın olmak gerçeği, Afganistan'da çocuk olmanın önlenemez dramı. , Sovyet işgali, iç savaşlar ve Taliban. Okumaya değer hem de fazlasıyla.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,5bin okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Erasmus
Erasmus'un elimizle tutup gözümüzle görebildiğimiz tek eseri. Hitabetin zirve noktası, kendinden sonra yazılan bir sürü kitaba satırlarıyla yön veren gizli bir hazine. Anlatımı oldukça çekici, ironik ve retorik. Felsefe sevenlere tavsiye olunur. polisiye ve macera okurları da uzak dursunlar efenim.
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202111,5bin okunma
Reklam
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Muhteşem ibaresini hak ediyor
Tarık Buğra'nın ''En önemli romanım'' dediği bu kitap gerek konusu, gerek konunun işlenişi gerekse roman tekniği açısından kendi türünün ilkidir. Son da olabilir. İhtiyar, Delikanlı ve Güliz. Hepsi son derece titizlikle işlenmiş, sıra dışı karakterler. 1979'un anaşi ve kaos ortamı baz alınarak hem sistem hem tüm zamanların taht oyunlarının resmi çizilmiş. Orta karar okuyucuyu sıkıp ''ne okudum ben şimdi'' dedirtebilir. Bunu yaşayan olursa bir kaç sene sonra tekrar denemesini tavsiye ederim. bunun yanında bir kez okunup kaldırılacak bir kitap da değil. Bizlerin; gözüne far tutulmuş tavşan gibi 90'lı yıllarda öğrendiği derin devleti de çok güzel tanımlamış. Dili ve üslubu muhteşem bir kitap. Sıkıldığım tek bir yeri bile olmadı. olay örgüsü son ana kadar heyecanı üst seviyede tutuyor, bu arada ufkunuzu açan, ''Ben de iyi uyumuşum'' diyeceğiniz şeyler öğreniyorsunuz. Fethi Naci'nin bu roman hakkındaki eleştirilerine kesinlikle katmadığımı da belirtmek isterim. sonuç olarak, Fethi Bey eleşirmendir. Bırakalım da işini yapsın. Ama söz konusu roman olunca onun eleştirilerine göre kitap seçecek değiliz. Ben, sanatın damağımda bıraktığı tada bakarım ve bu tat kolay unutulur değil.
Gençliğim Eyvah
Gençliğim EyvahTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 20181,044 okunma
424 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bol macera az edebiyat
Yazarı önceden tanıyan ve takip eden biri olarak kitapta çok fazla sürprizle karşılaşmadım. Şimdi cümlem biraz olumsuz bir giriş cümlesi oldu, o yüzden açmak isterim. Bol macera, dozunda aksiyon, son sayfalara kadar sezdirilmeyen bir sürpriz, çok az bilim kurgu ve bir tutam yapay zeka. Yapay zeka konusuna meraklı ve izlediğim yapay zeka filmlerinin sayısını bile hatırlamadığımdan yapay zeka kısmı beni pek çekmedi. Bilim kısmını da zaten hocayı akip ettiğim için biliyordum diyelim. Geriye kala macera ve aksiyonun tadı hoştu ama, bazen hızla atlamak istedim sonraki sayfalara ama yapmadım tabii ki:)) Tesla karakterinin biraz fazla abartıldığını düşüne tek ben miyim bilmiyorum. Galen de abartılı ama hakkı verilmiş, tanıtılmış, okuyucuyla bir bağ kurması sağlanmış. ama Tesla öyle değil. Yani bir baş rolünüz olacaksa onu sadece ''çok güzeldi, çok çekiciydi, herkes ona bakıyordu'' gibi kelimelerle anlatamazsınız. Bende Tesla oturmadı, eğreti kaldı diyebilirim. Alef daha derin işlenmişti mesela. Alef'in neden Alef olduğunu hepimiz anladık, ona hak da verdik. Aynı şey Fizyolog için de geçerli Ben , Vera'yı bile anladım. Karakterler daha derin işlense, mesela neden Tesla tıp fakültesini yarım bırakmıştır peki, derdi nedir, hangi dala konmak istemektedir? Tıp fakültesin ''ezber ihanettir'' diye bırakan biri hayatında ne yapmayı planlamaktadır? Bunları biliyor muyuz? Hayır. Bazen bilgiler biraz fazla ziplemiş gibi geldi bana, bu da eksi notlarımdan biri olsun. Sonuç olarak ''Metal Fırtına '' etkisi yaratacağını düşündüğüm bir kitap olmuş. Seri olursa da fikrim değişmeyecek. Dip not: Filminin çekilmesi gereken kitraplardan.
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,5bin okunma
598 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
80 günde okudu
İncil
Kuran'ı yılda en az bir kez, yavaş yavaş ve anlayarak, karşılaştırmalı tefsirlerle okuyan biri olarak uzun zamandır ertelediğim bir kitaptı İncil. Ondan hemen önce Tevrat'ı da okudum ama açıkçası Tevrat beni çok yordu. Çoğumuzun bildiği gibi Matta, Markos, Luka ve Yuhanna isimli dört havarinin İsa peygamberin vefatından sonra (en erken 65 yıl)
İncil
İncilKolektif · Birleşmiş Kitabı Mukaddes Cemiyetleri · 01,706 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
George Orwell
''iktidar tehdittir, kör ve sağırdır.'' Hak, özgürlük, barış ve kardeşlik, daha medeni bir yaşam için ayaklanmış ve yönetimi değiştirmiş hayvanların; bizzat yönetime getirdikleri tarafından sömürülmesi üst metni altında, müthiş bir sistem eleştirisi barındıran roman. *** * Eğer iktidarınızı sağlam temellere oturtmak istiyorsanız zulüm ve korku en sık başvuracağınız yöntem olacaktır. *Sadık köpekleriniz sizi hem korur hem yardakçılığınızı yapar. *Koyunlar gürültü eder ve muhalif sesleri bastırır, üstelik söz dinler ve soru sormazlar,hiçbir yönetim koyunsuz yapamaz. ***ve kurallar, asla kurallara güvenilmez, çünkü kuralları koyanlar zamanı gelince onu değiştirecek gücü de ellerinde tutacaklardır. ****Eşitlik en büyük safsatadır. sen iktidardaysan herkese eşitlik, ben iktidarsam ''bazıları diğerlerinden daha eşittir.''
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,7bin okunma
148 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tarık Buğra
Beşir Ayvazoğlu'ndan bir Tarık Buğra biyografisi. Okurken çok iyi tanıdığım yazar Tarık Buğra'yı bir kez daha yürekten takdir ettim ve ona olan hayranlığım katlandı diyebilirim. Bir yazar düşünün ki; edebiyata olan saygısından geçinememek pahasına üslubundan taviz vermiyor. Bir yazar düşünün ki üslup kaygısı yüzünden hem sağ ve hem de sol tarafından beğenilmiyor. bir yazar düşünün ki edebiyatı siyasetle kirletmediği için ömür boyu para sıkıntısı çekiyor. Keşke daha çok yazsaydın Tarık Buğra. keşke bu çağda yaşasaydın da seninle bir cümlecik olsun hasbıhal edebilseydim.
Büyük Ağa Tarık Buğra
Büyük Ağa Tarık BuğraBeşir Ayvazoğlu · Kapı Yayınları · 201860 okunma
Reklam
412 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
61 günde okudu
Oldukça kolay okunan, eğlenceli bir dili var kurgu olmayan kitaplarda böylesi bir dil kullanımı çok tanıdık değil, dili beğendim. Tarihçi olan yazarın kendi alanına çok hakim olduğu hemen fark ediliyor. Ancak; verdiği örnekler inanan bir insanı veya atesit bir insanı en fazla agnostizme sürükler, biraz bocaladıktan sonra geri çıkmak şartıyla. ''İnsan körü körüne evrilmiştir?'' cümlesi çok ciddi bir iddiadır ve ispat açısından gerçekliği ''insanı tanrı yaratmıştır'' ile eşittir. kitabın bana göre tek eksisi yer yer ateizm savunuculuğuna soyunmuş olmasıdır.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,3bin okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Sultan Murat > Cemile
Cemile, belki de beklentiyi yüksek tuttuğum için bende kalıcı bir etki yaratmadı. Yazarın dilini genel anlamda beğensem de Cemile'de olmayan bir şeyler vardı. Danyar ve Cemile'nin aşkları biraz sığ kaldı ve Cemile'nin kocası Sadık'ı neden terk ettiğini bir tek ben mi anlamadım bilmiyorum. Yani insan, sadece mektupta en son ona selam söylüyor diye kocasını bırakmaz diye düşünüyorum. Eğer Sadık yaramaz bir adamsa buna dair bir şeyler olmalıydı öyküde. Ben ikinciyi hikayeyi, Sultan Murat'ı Cemile'den daha samimi ve usta işi buldum. Savaşın bir köy halkı örneğiyle ve küçük bir çocuk grubuyla böyle yüreklere dokunarak anlatılması her türlü övgüye değer. ve ısrarla söylüyorum, Sultan Murat >Cemile
Cemile - Sultanmurat
Cemile - SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20132,188 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Simyaci'dan sonra bu tarz kitaplari okumak artık beni sıkıyor. Kişisel gelişime kayan kitaplar bende koşarak uzaklaşma hissiyati doguruyor. Kitapta çoğunu önceden de bildiğim öğütlerden başka bir şey bulamadim. Ama böyle kitaplari seviyorsaniz okuyun tabii. Anlatımı başarılı içerik zayif.
Bir Gün Bir Kral Bir Çobana Rastlar
Bir Gün Bir Kral Bir Çobana RastlarAhmet Durul · Doğan Novus · 201726 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Tolstoy'un derleme kitabı. Belki bundan on yıl önce henüz facebook ve instagram icat edilmeden okusaydım muhtemelen daha fazla beğenirdim. Okurken sosyal medya alıntılarından ciddi sıkıldığımı fakettim. İçindeki özlü sözlere bir diyeceğim yok. Tevrat ve İncil alıntıları tamam ama Kuran'dan bir ayet olsun alsaymış diye düşündüm. Gerçi bilemiyorum, zamanında gizlice müslüman olduğu hakkında kuvvetli görüşler mevcut hatta İsa Tanrı değildir, Kitabı mukaddes tahrif edilmiştir dediği için afaroz edilmişir kendileri. Belki bu yüzdendir bilinçli suskunluğu. Okunması ve içselleştirilmesi lazım olan bir kitap. Edit: Facebook icat edileli on yılı çoktan geçmiş.:))
Bilgelik Kitabı
Bilgelik KitabıLev Tolstoy · Az Kitap · 2013284 okunma
632 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
İvan Gonçarov’un en ünlü eseri Oblomov’u okumadan okur olduğunu düşünen varsa bir daha düşünsün. Kitabı bitirdikten sonra kendimi okur diye nitelememeye karar verdim. Bir de Oblomov okumamış yazarlar varsa onlara diyecek hiç sözüm yok zaten.:) Oblomov ve Oblomovluk üstüne ne söylense az gelir, yine de birkaç kelam etmek lazım. İnsanın fıtratı, mizacı ya da özünde taşıdığı baskın olan tarafı neyse eninde sonunda o yola girecek, öyle ölecektir. Ve değişim içerden başlar, dışardan değil. Öyle olmasa sağlam bir dosta ve tutkulu bir aşka sahip olan Oblomov bu değişimi mutlaka yaşardı. Buna kısaca ‘’Su akar yatağını bulur’’ da diyebiliriz. Oblomov hepimizin içinde bir yerlerde yaşayan rahat etmek, etliye sütlüye karışmamak, huzur içinde ölmek düşüncesinin ete kemiğe bürünmüş hali. Oblomov’un yaşam sorgusunu içinde yaşamayan var mıdır bilemiyorum. ‘’İnsan ne diye rahatını bozar, olmayacak işlerin peşinde koşar, kendine türlü dert icat eder, sonra da o dertleri çözmek için bir ömür harcar? Halbuki Oblomovluk öyle mi? Kimseye karışma, başkalarıyla zihnini meşgul etme, elinden geldiği kadar rahat yaşa, ye, iç, uyu ve mutlu ol. Nasıl olsa sonlu bir hayatı yaşamıyor muyuz? İster öyle ister böyle?’’ Tabii eserin bir tür doğu ve batı yaşam felsefesi kıyaslaması olduğunu söylemeden olmaz.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,1bin okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Samimi bir anlatımla yazılmış Ali Lidar deneme- öykü kitabı. Kitaptaki öyküler de, denemeler de kısacık. Ama o kısacık yazılarda yazar ne demek istediğini gayet güzel anlatmış. Araya argo ve küfür koymayı da ihmal etmemiş. Ben tarzını biraz Umut Sarıkaya'ya benzettim. Tamamen bana ait olan ve kimsenin katılmasını beklemediğim bir düşüncem var. Böyle kitaplardan bir tane okumak yeter. Tıpkı, kişisel gelişim gibi, polisiye gibi, bir derinliği ve felsefesi olmayan tek taraflı aşk kitaplarını ise bir kez okumak bile ziyan. Sonuç olarak çerez diyebileceğim bir okumalık olmuş
Tesirsiz Parçalar
Tesirsiz ParçalarAli Lidar · Müptela Yayınevi · 20145,1bin okunma
Reklam
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Geleneksel hikâye ile modern öyküyü harmanlamış Recep Seyhan. Edebi derinliği olan bir anlatımı var. Bazı öyküler hiçbir sonuca baglanmadan bitiveriyor. Ya da ben bağlayamadım. Ama okurken kendine çekiyor ve bırakmıyor. Hele bir İSKELEDE isimli öykü var ki, tamamının ezberlenmesi lazım.
Metal Çubukların Dansı
Metal Çubukların DansıRecep Seyhan · Bilge Kültür Sanat · 20166 okunma
480 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Klasik İslam edebiyatında boyna geçen ve ömür boyu çıkmayan aşk zincirini sembolize den bir bir betimleme; Güvercin Gerdanlığı, güvercinin boynundaki halka şeklindeki tüyler. İsim ve aşk benzetmesi çok muhteşem. Arada İbn Hazm'ın kendi şiirlerine de yer verdiği teması aşk ve aşkın insanı düşürdüğü durumlar olan farklı bir kitap.
Güvercin Gerdanlığı
Güvercin Gerdanlığıİbn Hazm El-Endelüsi · İnsan Yayınları · 20202,886 okunma
326 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Sıradan bir Ren Geyiği insanı iken ( Kitapta kabilelere yaptıkları işlere ve yaşadıkları yerlere göre isimler verildiğini görüyoruz. Örneğin balıkçılıkla uğraşanlara balık insanları denilmesi gibi) çetin mücadelelerden sonra şaman olan Bo-Kan'ın hikayesi anlatılıyor. Bu mücadele tabiata, kötü niyetli insanlara, BO-KAN'ın kendine ve kötü güçlere karşı veriliyor. Kitabın başlangıcı bir çeviriye göre oldukça akıcı. Altı çizilesi cümleler, derin anlamlar var. Ne var ki ilerleyen sayfalarda, hatta daha ilginci tam da gelişme bölümünde tıkanıyor. Anlatım kuruyup yavanlaşıyor. Sonuç bölümü gelişmeye göre biraz daha okunabilir olmasına rağmen başta yakaladığınız tadı alamıyorsunuz. Sonunda bir şaman olmayı başaran BO-KAN'ın ismi de değişip BO-HAN oluyor ve ateşin güçlerine sahip olduğu için Ateşin Efendisi diye anılıyor.
Şaman - Ateşin Efendisi
Şaman - Ateşin EfendisiHarald Braem · Yurt Kitap Yayın · 1999380 okunma
271 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Tarık Buğra'nın bireyden hareketle topluma ışık tutan, ders niteliğinde kitabı. Resmi tarihin yanında bu tür kitapların da okunması kişiyi körü körüne bir inanma ve ezberden kurtaracaktır diye düşünüyorum. Üslubu, dili, benzetmeleri şahane. Herkese tavsiye etmiyorum. Sürekli polisiye okuyan, tek taraflı aşk acısını anlatan kitaplar okuyan, din tüccarlarının yazdığı türden kitapları sevenler okumasınlar efendim.
Dönemeçte
DönemeçteTarık Buğra · İletişim Yayınevi · 2004455 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Emekli olduktan sonra gittikçe daralan ve monotonlaşan yaşamını bir düzene oturtmak isteyen Serpil'in öyküsü. Zaten kitaptaki ilk öykünün ismi de bu. Serpil'in Günlüğü. Hepsi birbirine bağlı kısa öyküler şeklinde yazılmış. Dili modern öykücüler arasında sık tercih edilen bir dil, günlük konuşma dili. Anlatımı çok kötü değil, okunabiliyor. Tarz ve tür olarak beni çekmedi o ayrı.
Yüksekten Ve Paraşütsüz
Yüksekten Ve ParaşütsüzAyla Şenel · Nota Bene Yayınları · 20175 okunma
292 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
''On iki kişinin ölmesi gerekiyordu, on bir bin kişinin değil. Bu on iki kişinin de on biri masumdu.'' Bir İsrailli yazardan İsrail'in ne kadar canileşebileceğini gösteren farklı bir gerilim romanı. Obsesif tabiatlı bir çocukluk, suça eğilim, gizli örgütler, pasikopatlıktan caniliğie uzanan yaşam. Kitap bir yanıyla Otomatik Portakal'a benziyor. Ajan 10483'ün günlüğünü okurken duygusuzluk, psikopatlık, adam öldürmenin hatta kitleleri yok etmenin sıradanlığı kahramanın gözünden çok güzel aktarılmış. İnsana ait küçücük bir fısıltı, bir kırıntı, zaaf bulmak imkansız. Alex'in Otomatik portakaldaki hafif dalgacı anlatım şekli burada oldukça ruhsuz bir şekilde karşımıza çıkıyor. Dil ve anlatım olarak özgün, kurgusuyla sıradışı, olay örgüsüyle zekayı zorlayan kitaplardan hoşlanıyorum. O yüzden bana biraz yavan geldi, Yine de okuyan pişman olmayacaktır.
Bir Psikopatın Günlüğü
Bir Psikopatın GünlüğüNir Hezroni · Garaj Kitap · 2017123 okunma
Reklam
135 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Şair, yazar, ressam, filozof Halil Cibran'ın kısa hikayelerinden oluşan küçük bir kitabı. Ben Cibran'ı çok sevdiğim halde çeviriden pek hoşlanmadım. Size tavsiyem Cibran kitaplarında Araf yayınlarını tercih etmeniz yönünde olacaktır.
Deli
DeliHalil Cibran · Araf Yayınları · 201217,8bin okunma
464 syf.
4/10 puan verdi
·
525 günde okudu
Nobel ödüllü kitaplardan bir teki bile beni hayal kırıklığına uğratmamıştır. Yüzyıllık yalnızlık kitabıyla bu düşüncemin üstüne pasta cila çektim. Evet, Nobel ödüllü kitaplardan uzak durmalıyım. Büyülü gerçeklik akımı belki resimde romanda olduğundan daha başarılıdır, belki de Marquez'in romancılığı beni kitap okumaktan soğutmuştur, belki o, belki bu. Açıkçası edebi değeri olan bir şeyler yazmak için çırpınıyorum, hoş görün. Yıllar yılı tekrar eden olaylar, karılarını bırakıp metreslerine koşan aile erkekleri, bunları hoş gören kadınlar, halasına aşık olan yeğenler, yeğenlerini ayartan halalar, ensestin dibine vuran yaşamlar vs. vs. Yüzyıllık yalnızlığı okuyan biri ne kazanır? Bilmiyorum. Ne kaybeder? Bence hiçbir şey kaybetmez. Okumak isteyen okusun, ama okuyamayan da kendini çok bir şey kaybetmiş görmesin.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,1bin okunma
456 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Annesi, babası tarafından hunharca öldürülmüş 16 yaşındaki Cat dedektif Stride'in evine sığınır. Peşinde onu öldürmek isteyen birileri olduğunu söyler. Stride vakti zamanında koruyamadığı Cat'in annesinin ölümünden kendini sorumlu tutmaktadır ve onu koruyacağına söz verir. Olaylar polis, şehrin zenginleri ve Cat arasında ilerler. Çoğu polisiyede olduğu gibi sürpriz sonla biter. İlk eleştirim kitabın ismine olacak. Hipnozun kitapta bir değeri, olay akışını etkileyecek bir yeri yok. Ara sıra giren hipnoz seansları kitaba bir sıradışılık katmamış, son derece sığ kalıyor. Cinsel sahneler hiç makaslanmadan anlatılmış, buna gerek var mıydı diye düşünmeden edemiyorum ama bu tarzı benimsemeyen yazar da yok denecek kadar az. Olay örgüsü okuru bir zeka testine tabii tutmak ister gibi karmaşık verilmiş, yani ben net anlatmıyorum sen zekiysen anlarsın denmek isteniyor gibi bir havası var ki okur olarak böyle bir yönlendirilmeye tabii tutulmaktan nefret ederim. Sonuç: Polisiye sevenler okuyabilir, Çoğu polisiyeden daha akıcı ve okunası bir dili var. Bu da kitabın tek artısı zaten.
Hipnoz
HipnozBrian Freeman · Panama Yayıncılık · 2014799 okunma
360 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İncelememi yazmadan önce bilinmesini isterim ki; bir kitap hakkında muhteşemliğin ve daha popüler tabirle ''harika'' kelimesinin bendeki anlamı çok farklı. O yüzden bu kitap için muhteşem ve harika tabirlerini kullanamayacağım. Olay örgüsü sıkıcı olmayan bir dille anlatılmış, bu kitabın artı diyebileceğim bir yönü. Yazarın lirik bir anlatımı var. Kolay anlaşılır, yormayan, fazla da düşündürmeyen bir kitap. Bunlar da nereden baktığınıza göre değişmekle birlikte iyi denebilecek şeyler. Kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman sizde bıraktığı tat çabucak uçup gitmeye mahkum. Tekrar okunmayı gerektiren metinler yok, düşündüren paragraflar yok, analitik ve katmanlı okumalar için de uygun değil. Bunlar da benim için eksi değerler. Bu tür kitaplar yazılmalı mıdır? Elbette yazılmalıdır. bu tip kitaplar okuyucuyu yormaz ve yorgun bir kafayı da dinlendirebilir. ancak, muhteşem ve harika kategorilerine girecek üslup ve derinlikte değildi ve muhtemelen sonraki yıllara da taşınamayacak. Sonuç olarak, kafamı ağrıtmayacak bir kitap arıyorum diyenlere ve henüz felsefi ve psikolojik kitap okumaya geçmeyenlere tavsiye edebilirim sadece.
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,7bin okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Öncelikle kitapta en dikkatimi çeken şey kurgusu. Kurgu ama fantastik kurgu. ''ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, neden yaşıyorum?'' gibi sorulara her insanın kendi iç dünyasında cevaplar bulabileceğini, kimsenin cevabının bir değerine benzemeyeceğini ve aslında hepsinin de kendince haklı olduğunu düşle gerçek arasında ama pek az gerçek, çok fazla düşle harmanlayıp anlatmış yazar. Giriş gelişme sonuç olarak yazılmamış. Bir iddiası yok, didaktik değil. Son dönemin yükselen yazarlarından Eddi Anter'i okumak biraz bilgi ve sabır istiyor. Ama bir kez tadını alınca yeni bir şey yazsa da okusam diye bekliyorsunuz. Ben hiç Eddi Anter okumamışlara yazarın Ben Benim kitabıyla başlamalarını mümkünse Kabile'den sonra İnkar'ı okumalarını öneririm. Aksi takdirde konudan kopabilirsiniz.
İnkar
İnkarEddi Anter · Goa Basım Yayın · 201181 okunma
227 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin çok partili döneme geçişini anlatan kıymetli bir eser ki bu tarz kitapların sayısının azlığını da düşünecek olursak mutlaka okunması gerekir. Düne kadar padişah buyruğuyla yönetilmeye alışık olan, bundan başka yönetim biçimi olabileceğini bile bilmeyen bir milletin çok partili hayata geçiş döneminde sergilediği tutumlar, çekişmeler ve bu değişimin bir Anadolu kasabası örneğiyle halk kimliğinde yansıtılması. Tarık Buğra'nın ülke meselelerini anlatırken en tepeden en uça verdiği örnekler, tıpkı Küçük Ağa'da olduğu gibi bu kitapta da onu çağdaşlarından ve sonra gelen toplum öncelikli yazarlardan ayırıyor. Zira Tarık Buğra bireyden hareketle toplumu anlatmakta bence bu ülkenin yetiştirdiği en önemli kalemdir.
Yağmur Beklerken
Yağmur BeklerkenTarık Buğra · İletişim Yayınları · 2018913 okunma
Reklam
336 syf.
3/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Watpad kitabı gibiydi desem çok mu insafsız olurum bilmiyorum. Fazlasıyla basit, aldatılan ve boşanmış bir kadının hayatının ikinci dönemini anlatan bir kitap. Bunun benzerleri bizde de çok. Kaçıncı yüzyıldayız, yazılmadık bir şey kalmadı tamam da, bu kadar ucuz olmamalıydı. Prensip gereği hiç hoşlanmasam da yeni kitapları okuyorum. Arada nefis yazılar, bunda ümit var dediğim yazarlar, göreceksiniz bu yazar çok ses getirecek dediklerim oluyor. kendi adıma söyleyebilirim ki bu kadar ucuzuna uzun zamandır rastlamamıştım. Neyse vurmayayım daha fazla. Sonuç olarak bir daha bu yazarın kitaplarını okumamam gerektiğini öğrendim. Ben ki; Sarah Jio'yu ve Kristin Hannah'ı bile son devrin para avcısı yazarları olarak tanımlarım. Bunun yanında onlar ünüversitede ders verirler. Sonuç olarak tavsiye etmiyorum tabii ki.
Aşkın İkinci Yarısı
Aşkın İkinci YarısıTracy Brogan · Arkadya Yayınları · 2015120 okunma
178 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Usta yazarları diğerlerinden ayırmaya yarayan özelliklerden birisi de kitabın çok katmanlı okumalara açık olmasıdır, maalesef bu tür kitapları çağımızda özellikle yerli yazarlarımızda görmek çok mümkün değil. Bu düşünce beni uzun zamandır edebiyatımız hakkında olumlu düşüncelerden ve gelecek ümidinden men ediyordu. Kesişmeyi düz bir şekilde okuduğunuzda çaresizlik içindeki bir gencin isyanını, büyük bir darbe yemiş ikinci kahramanın hayata karşı dik duruşunu, duygularını ve insani yönünü kişisel çıkarlarının önüne çıkarmayı başarmış üçüncü kahramanı gayet net bir şekilde analiz edebiliyorsunuz. İkinci katmandaki okumada ise hayatta karşılaştığımız zorluklarla sadece ah vah ederek baş edemeyeceğimizi, sıfır noktasından sonra yeniden doğuşun gerçekleşebileceğini, kaybetme korkusunun kaybetmeyi hızlandırmaktan başka işe yaramayacağını görüyoruz. Üçüncü katmanda, hiçbir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını, düşüne insanın acı çekmeye mahkum olduğunu, reailitenin belki de bizi koruyacak tek şey olduğunu anlamak mümkün. Bunun yanında, yazarın felsefe, psikoloji ve engin tarih bilgisi de net bir şekilde gözüküyor. Bütün bunları öğretici bir havada değil de kurgu içinde, olay akışında vermesi sıra dışı bir yetenek. Kitapla ilgili tek korkum popülariteye kurban edilmesi, çünkü içinde geçen anlamlı sözler kısa sürede facebook ve instagram sayfalarını süsleyecek gibi gözüküyor.
Kesişme
KesişmeNejla Şen · Favori Yayınları · 201814 okunma