Bir on beş dakika daha vardı, sonra benekli tahta atlar duracak, alınlarındaki kırmızılı yeşilli ampuller sönecek, kurulu müzik dolabının süresi bitecek, sesi kesilecekti. O zaman ben karanlıkta, hafifçe hışırdayan gecenin içinde tamamen yalnız, tamamen itilmiş, terk edilmiş kalacaktım.