Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurdan Ernur

Nurdan Ernur
@nurdanernur
Öğretmen
Lisans
Istanbul
172 okur puanı
Kasım 2017 tarihinde katıldı
Hiddetten ağzım köpürmüşken biraz yüzüme gülüp, önüme bir bardak şekerli çay sürerek gönlümü alırsanız, belki hemen o anda yelkenleri suya indirirdim. Üstelik duygulanırdım da; ama ihtimal, sonradan kendi kendime kızar, utancımdan aylarca uykularımdan olurdum. Huyum böyledir işte.
Sayfa 4
Reklam
Bilirsiniz, ricacıların çoğu ödlekçe olur.
Sayfa 4
İnsan insana nasıl hükmeder?
“İnsan insana nasıl hükmeder, Winston?” Winston, biraz düşünüp, “Acı çektirerek,” dedi.”Tamam işte. Acı çektirerek. Boyun eğmek yetmez. Acı çekmiyorsa, kendi iradesine değil de senin iradene boyun eğdiğinden nasıl emin olacaksın? Hükmetmek, acı çektirmekle ve aşağılamakla olur. Hükmetmek, insanların zihinlerini darmadağın etmek, sonra da dilediğin
Sayfa 288

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar özgürlük ve mutluluk arasında seçim yapmak zorundaydı ve büyük bir çoğunluk mutluluğu seçiyordu.
Sayfa 283
...Gerçi bir bakıma yeni bir şey söylemiyordu, ama çekici gelmesinin bir nedeni de buydu. Dağınık düşüncelerini toparlayabilseydi, o da kitapta söylenenleri söylerdi. Kendininkine benzemekle birlikte, daha güçlü, daha sistemli, daha korkusuz bir zihnin ürünüydü bu kitap.
Sayfa 217
Reklam
Demek, savaş, daha önceki savaşlarlakarşılaştırarak değerlendirdiğimizde, bir düzenbazlıktan başka bir şey değildir. 
Sayfa 216
Güçlü olmak için tarihi bilmek gerekir...
Eski çağlarda savaş, handiyse tanımı gereği, önünde sonunda son bulan, genellikle kesin bir zafer ya da bozgunla sona eren bir şeydi. Yine bir zamanlar, savaş, insan toplumlarının somut gerçeklikle sürekli ilişkide tutulmasını sağlayan başlıca araçlardan biriydi. İktidarı ellerinde tutanlar, her çağda, yönettikleri insanlaradünyaya ilişkin düzmece bir bakış açısı dayatmaya çalışmışlar, buna karşılık askeri güçlerini zayıflatabilecek hiçbir yanılsamayaarka çıkmayı göze alamamışlardır. Yenilgi, bağımsızlığın yitirilmesi ya da istenmeyen başka bir sonuç anlamına geldiği sürece, yenilgiye karşı alınacak önlemlerin ciddi olması gerekiyordu. Somut gerçekler göz ardı edilemezdi. Felsefede, dinde, ahlâkta ya dapolitikada iki kere iki beş edebilirdi, ama iş bir top ya da uçağın yapımına geldi mi, iki kere iki dört etmek zorundaydı. Güçsüz ülkeler önünde sonunda fethedilmeye mahkûmdu, güçlü olmak için verilen savaşımda ise hayallere yer yoktu. Dahası, güçlü olmak için geçmişten dersler çıkarmak, bunun için de geçmişte olup bitenleri iyi bilmek gerekiyordu. Hiç kuşkusuz, gazeteler ve tarih kitapları her zaman yanlı ve yanıltıcıydı, ama bugün uygulanan çarpıtmalar söz konusu değildi. Savaş, mantıklı davranmanın güvenilir bir bekçisiydi; hele egemen sınıflar açısından, mantıklı davranmanın belki de en önemli bekçisiydi. Savaşların kazanılması ya dakaybedilmesinin sorumluluğundan hiçbir egemen sınıf tümüyle kaçamazdı.
Sayfa 214
Eski çağlarda savaş, handiyse tanımı gereği, önünde sonunda son bulan, genellikle kesin bir zafer ya da bozgunla sona eren bir şeydi.
Sayfa 214
"Gelecek kuşak beni ilgilendirmiyor, canım. Beni bizim ne olacağımız ilgilendiriyor."
Sayfa 172
sevginin gücü
Seni Seviyorum sözünü görünce, yüreğinde hayatta kalmak için müthiş bir istek uyanmış, birden gereksiz tehlikelere atılmayı aptalca bulmaya başlamıştı.
Sayfa 123
Reklam
Böylesi korkunç bir yoksulluk hüküm sürerken, çok büyük ve çok güzel bir kaç evde, bir sürü uşağın hizmet ettiği zenginler yaşardı. Bu zenginlere kapitalist denirdi.
Sayfa 83
Proleterler(işçiler) ve hayvanlar özgürdür
Sayfa 83
Bi yerlerden tanıdık geldi mi?
Kendi başlarına bırakıldıklarında, Arjantin ovalarına salıverilmiş sığırlar gibi, doğal buldukları bir yaşam biçimine geri dönmüşler, bir anlamda atalarının yolundan gitmişlerdi. Doğuyorlar, sokaklarda büyüyorlar, on iki yaşında çalışmaya başlıyorlar, güzelleşip cinsel isteklerinin uyandığı kısa bir gelişme çağının ardından yirmisinde evleniyorlar, otuzunda orta yaşlı insanlar olup çıkıyorlar, altmışına geldiklerinde de ölüp gidiyorlardı. Ağır koşullarda çalışmaktan, boğaz kavgasından, komşularla didişmekten, sinema, futbol, bira ve en önemlisi de kumar yüzünden kafalarını çalıştırmaya fırsat bulamıyorlardı. Onları denetim altında tutmak hiç de zor değildi. 
Sayfa 82
Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
Sayfa 81
292 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.