"... O gece yastığa kafamı çok zor koydum. Dışarıdan çığlık ve ağlama sesleri geliyordu. Pencerenin kenarına gittim. Çimenliğin karşı tarafından dalgalanan ışıklar görünüyordu. Giyinip neler olduğuna bakmaya karar verdiğim sırada, bir tüfeğin keskin sesini duydum. Bir an sonra patlak gözleriyle Bob ortaya çıktı. Neler olduğunu anlamak için aşağı indim. Bob beni durdurdu. Nefes nefeseydi. Konuşabildiğinde bana gorilin kafesinden kaçtığını söyledi.
"Ağzımdan çıkan ilk kelimeler Aman Tanrı oldu. Bob devam etti. "Her şey kontrol altında, Tom onu yakaladı, o şimdi ölü"...
"...Başımla onaylayıp, "Bak Jay" diyorum. "Kolyenin sağ köşesindeki kalbin adı Aslı. O, benim! Sol tarafta, benim kalbime yakın duranı ise Murat! Bu ikisi, sonsuza dek bir arada olabilmek için yanıp tutuşuyorlar."
Bir süre duraklayıp söylediklerimi kafasında ölçüp tartıyor.
"Erkek arkadaşın mı?" diyor kırık bir sesle.
"Evet, Adı Murat. Çok özlüyoruz birbirimizi."
"Lucky man" diye haykırıyor. Sonra da "Murat..." diye hecelemeye çalışıyor. "Dünyanın en şanslı adamı o..."
"Sen de en az onun kadar şanslı sayılmaz mısın Jay? Sana da dostluğumu ve arkadaşlığımı veriyorum ya..."
"Ama gözlerin, o esmer adama ait."
Sahip olmak istediği oyuncak, henüz dokunamadan elinden alınmış küçük bir çocuk gibi boynunu bükmesine dayanamıyorum. Uzanıp elini tutuyorum.
"Arkadaşlık, aşktan da öte değil midir Jay?..."