Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aldırma ; yüzümde sabitlenmiş gülümsemeye , mesleki deformasyondur..... patronumun isteğidir yani. eh ! böyledir işte ,ömrü karalama defteri gibi kullanmanın sonucu.... bilincinde ;sürekli kelimeler açar ve asla kokmazlar hiç biri güller gibi bana göre kim yaparsa aşkın tarifini ;alayı yalandır ! başkası nasıl kullanabilir ki ! sana bakarken
Ne kadar kendi oldu insan o kadar başka.
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
Bir kadın vardı bir masa bir sandalye ve bir de balkon. Adamda vardı orda ama ne kadar ordaydı kadın sanki tek başına gibi otuyordu balkonda sadece uzaklara bakıyor adamda bir sigarasına bir kadına bakıyor... bir sigara daha yakıyor biten sigaranın yerine sonra yine kadına bakıyor ama kadın hiç bakmıyor Kadın kadın sanki tek başına ayrı bir dünyada Ya da hayır hayır... kadın dünyada bu dünyada ama adam, adam artık onun dünyasında değil. Çok yakınlar hatta şairin dediği gibi "Ne kadar yakından ve arada uçurum" adam kadına bakıyor ve düşünüyor arada sanki bir uçurum kadın ona bakmıyor onu görmüyor hatta duymuyor bile. Oysa başka zamanlarda olmuştu işte o zamanlarda arada gerçekten uçurumlar ama çok yakındı o zamanlar kendinden bile yakındı. Ne olmuştu? Arada şimdi uçurum... Hemde bu kadar yakınken bir uçurum. Kapanır mıydı bir daha o uçurum. Umut ediyordu herhalde ikisi de istiyordu ya da ikisi de istemiyordu belki Belki de ikisi de bilmiyordu ama adam hala kadına bakıyordu kadınsa uzaklara
lisede olduğum zamanlar bir gün sınıfta umut adında bir çocuk arkadaşın başka bir arkadaştan ödünç aldığı gazetenin yanında verilen iddaa ekini elinden alıp geri vermeyince çıkan hengamede iddaa eki alınan çocuk umutun kolunu ısırmıştı.. umut, iddaa ekini aldığı çocuğa geri verirken; "lan tamam da kolumu neden ısırdın?" diye sorunca ben de bu soruya cevaben; "lan adam iddaa eki için gazete alacak parası dahi olmayacak denli fakir, anlamadın mı?" demiştim.. bana oradakiler; "ne alaka lan?" falan deyince de; "lan umut fakirin ekmeği işte.." demiştim yine anlamamışlardı.. ve biz sözel sınıftık.. 3532414 tane edebiyat, tarih alanında farklı ders görüyorduk.. esprimin kaynamasından çok böyle kişilerle aynı sınıfta olduğuma üzülmüştüm o an.. şükür karşılaştığım tüm zorluklara rağmen bu şekilde düşünme yeteneğimi kaybetmedim.. bunu niye yazdım? umut tekelden çıktım, tekelin adını görünce aklıma bu olay geldi.. dedim bunu yazayım buraya da ne zor günler yaşadığımı okusun görsün insanlar.. lol.
“Güvenli yaşamak tehlikelidir.” (Irvin D.Yalom)
Gözbebeğimizin çapı algıladığı parlaklığın şiddetine bağlı olarak hızla değişir bu refleks göze gelen aşırı ışığı kısarak (enerjisini azaltarak) retinayı korumaya odaklıdır. Bazen iletişim kurduğumuz insanlarda kendimizi tanımanın acılarıyla baş edebilmek için kabullenemediğimiz özellikleri taşıyan herkesi ve her şeyi ötekileştiririz. Ruhsal bir reflekstir bu. Okyanusta bir damla olduğunu unutmadan kendi içinde bir yolculuğa çık, isteklerinin mahkumiyetinden kurtul, başkasıyla arandaki bütün farkları unut, acısını ve sevincini hisset... Sende varolan kişilik doğuştan gelir, ona tarafsız bir gözle bakmalısın, onda seni zorlayan çok şey var, onları aşmak için başarısızlıklar ve hezimetler, acılar ve türlü çileler çekmek zorundasın. Yalnız kendinle anlaşırsan mutluluğu yakalayabilirsin... Başka türlüsü güç... Her insanın ruhunda eşsiz, kusursuz bir ahenk vardır... Sanatçı diye bir şey yoktur, içinde ki sanatı keşfedebilen, özgün iradesiyle düşünüp, kendi görüşünü inşaa edebilen insan vardır... “Çok az insan gerçeğin hayal gücüne sahiptir” diyor Goethe. Hakikat bazen o kadar karmaşıktır ki, tasavvurumuzun sınırlarını zorlar... Jung'un gölge dediği bilinçdışımızın ürkütücü, tekinsiz katmanlarında cesaret isteyen bir yolculuk... Varolmanın biraz daha ötesi... O zaman müzik :) m.soundcloud.com/chicoirani/davi...
"Erkeklere özgü kendini hor görme hastalığının tek çaresi zeki bir kadın tarafından sevilmektir."
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
(Sonrada o özgüvenle o kadını bırakıp başka kadına giderler erkek milleti işte)
Reklam
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
"Nasıl bir his biliyor musun? Memursundur mesela. Memleketinden çıkmak zorunda kalırsın, başka bir şehire gidersin sürekli. Ama her memur gibi emekliliğin memleketinde olmak istersin. Hatta öyle olur... Şimdi ise o emeklilik hayalinin gerçekleşmesini istedigin şehrin yok olduğunu düşün. " -A.
hayat kozmosunda boğulup giden bir tek benmişim gibi geliyor bazen ama etrafıma bakınca o kadar ruhsuz insanlar görüyorum ki bunlardan kaçmakta istediğim oluyor sonra diyorum ki; insan kendinden kaçabilir mi firuze? İnsan kendinden kaçıp başka yerde hayat bulabilir miydi yoksa sadece kendini mi kandırırdı? Düşünsenize bir hayatınız var ve bir yalan üstüne kurulu,bir yalan uydurmuşsun ve öyle yaşıyorsun. Her gün görmek istemediğin yüzler,görmek istemediğin yollar görmek istemediğin sözler ve taktığın o sahte maske. Sen bu musun firuze ?
Reklam
ikimize bir mutlu son yazdım sonra. O evde seninle birlikte oturduk. Sustuk. Yanımda durdun sessizce, burası sondu. Başka bir yaşamdı. Sadece biz vardık... Bana baktın mavi ve telaşsız. Sustuk. Başka bir yaşamda başka bir mutlu son. Biz bunu haketmiştik. Hikayemiz orada bir yerde hep benimle duracak.
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Karanlığın Çağrısı Ya senden çok uzak olmalıydım Aramızda asilmaz engeller olması muhtemel Büyük dağlar,derin denizler olsun. Sana vermeyen güç yetmemeliydi Dikkatsizliğimin butun hincini uzaklıklara yukardaydım Dagda yanan bir çoban atesi gibi Gökte bir yıldız gibi Seni görmeli Seni yaşamalı ve senden çok uzaklarda olmalıydım Biliyorum güzelligin
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.