Ahlak, aşk, itimat, ehemmiyet..!
Merhaba!
Kendimi ne zaman kötü hissetsem kitaplara sığınıyorum. Böyle anlarda seçim yapmam gerektiğinde ise hemen tiyatro metinlerine koşuyorum. Böyle anları hoş kılan şeyler hatırlamak isterim genelde. Yine böyle bir ana denk geldim ve bunu Oscar Wilde ile güzelleştirdim.
Kahramanların efsaneleşmesi gibi bazı dönemler de efsaneleşmiştir yılların tozlu sayfalarında. Viktorya Dönemi şüphesiz ki bu dönemlerden birisidir. Önemsiz Bir Kadın, Viktorya Dönemi'nin tüm pisliklerini, iki yüzlü insanlarını, şatafatlı eğlence kusmalarını gözler önüne seriyor.
Rahatlamak için okumaya başladığım bir kitabın etkisinde bu kadar uzun süre kalacağımı tahmin etmiyordum. Ahlak kavramının insanlar tarafından yaratıldığına inanıyorum. Tek bir doğrumuz yok ve ortak bir yanlışta birleşemiyoruz. Kutsal sayılan "aşk” kavramını bile konumumuza göre yaşıyoruz. Kimine göre "yasak" olabiliyor mesela bu kavram. Kimine göre ise "kaçamak" diye tatlılaştırılıyor.
Kitabın isminden etkilenmiştim ilk olarak. Okuduktan sonra bazı şeyler değişti. Şu an Viktorya Dönemi ve o dönemin kurucuları hakkında hiç iyi konuşmuyor olsak bile hepimiz içimizde o dönemi yaşıyoruz. Tam da bu yüzden ahlâk kavramındaki boğuluyor oluşumuz.
Fikirlerime katılıp katılmadığınız çok önemli değil aslında. Hepimiz tiyatro oyunun başrol oyuncusuyuz. Kimi yerde namus koruyucusu kimi yerde ise "olur öyle" cümleleri kuran yosma oluyoruz. Aynı hareket, aynı kişi, farklı tepki. Aynı manzaraya farklı yerlerden bakıyoruz hepsi bu.
Bu konu çok uzar aslında. Böyle bir eser yazdığın için minnettarım Oscar. Burası hâlâ Viktorya...