Gerek Amerikan toplumu, gerek ilkel kabile topluluklarından günümüze değin bizlere o toplumların perspektifi, kültürü, sosyolojisi, topolojisi, dini ve realitelerini bizlere fısıldayan mihenk taşları geçmiş topluluklar ile arasındaki bağdır.
Antropoloji bilimi sosyal düzeyde toplulukları irdelerken, her ne kadar ilkel kabile yaşantılarından günümüze insan toplulukları değişsede kültür taşları hiçbir zaman yerinden oynamaz. Nasıl ki dünya üzerinde Mısır Piramitleri, Tac Mahal, Efes Antik Kenti ve benzeri eserler eski kültürlerin izlerini taşıyorsa da bizlere asıl kanaat getiren düşünce bir topluluğun ataları nasıl yaşardı ve onların gözünde hayat nasıldı düsturu idir.
İşte bu perspektiften baktığımızda yazar Carter belki de kendi çocukluğuna ışık tutacak bir eser bırakmış Amerikan toplumuna. Her ne kadar kabul etmeseler de Kızılderili ataları verdikleri öğütler, sade hayat tarzları, beyaz adamın kızılderililere bakış açıları açısından bizlere büyük bir insanlık dersi sunuyor.
Okullara etnik kültür ile ders niteliğinde verilmesi gereken Sosyal Antropoloji konuları ile bu kitap bir başucu kitabı niteliğinde. Her gencin okumasını, her gencin kökleri ne olursa olsun atalarına saygı duymasını ve kendini bilmesini, aslının nereden geldiğini ve nereye gideceğini, insan hayatının onuru için yaşaması gerektiğini gözler önüne seriyor.