Otobüs perona yanaşmamıştı.Cebinden bir yalnızlık çıkardı ve yaktı.İçine çektiği dumanı aralıklarla havaya karıştırdı. Hava soğuktu.Yalnızlık bulutların arasına bir girip bir çıkıyor ya da bulutlar bir araya gelerek buluşmalarını istemiyor ,hepsine yalnızlığı daha uygun görüyordu. Terminalde yükselen anons sesi aracın geldiğini,tüm yalnızların beş dakika içerisinde yerini almasını söyledi.Tekli koltuğuna oturdu ve içine yalnızlığını koyduğu kitabını çıkardı. Kulaklarına taktığı yalnızlık aparatından gelen müzik sesi ile birlikte yalnızlığına okumaya başladı.Her kelimeye yalnızlık hakkı tanınmış, aradaki boşluklardan okur içeri çekilmişti. Okudukça metne dahil oluyor zaman,mekan buharlaşıyordu. Gözlerini kapatıp uykuya teslim olan yalnızlar, kendi aralarında konuşan yalnızlar,yolluklarına gömülen yalnızlar,filme dalan yalnızlar… her kelimede her sayfada daha da belirsizleşiyordu.
Geceyi de gündüzü de kaplayan bir yolculuğu sayfaların arasında unutma isteğiyle gözlerinin kontrolünde yola devam etti. Kendisi ile arasında mesafe gittikçe kapanıyor, hayatı ile okuduğu kitabın hikayesi iç içe geçiyor,yazar-okur-karakter başka bir boyutta kayboluyordu.
Yol, uzadıkça başka yollardan besleniyor adeta bir akarsu gibi boşalacağı havzaya doğru yolcular ile birlikte ilerliyordu. Böylelikle kervana dahil oluyor ıssızlaşmaktan kurtuluyordu.
Yolun da kitabınki gibi sonu göründü. Kulaklarını açtı. Kitabı kapadı.Otobüsten inmeden yalnızlığının bütün eşyalarını aldı. Kitaptan ruhuna kalan cümlelerle otobüsten indi ve kendisini son nefesine taşıyacak yalnızlıkla terminalden uzaklaştı.
01.11.2022