Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra G

Kübra G
@okuryyazamaz
Kendime notlar.
Kısaca söylenirse, zihnin mesajı sözle, gönlün mesajı sözsüz ifade edilir.
Reklam
Çok küçük bir çocuk duygularını ifade etmekten çekinmez. Sevgiyi hissettiğinde sevginin içinde erir ve sevmekten korkmaz. Bu tanım sağlıklı bir insan tanımıdır. Bir çocuk olarak gelecekten korkmayız ve geçmişten utanmayız. Doğal insani eğilimlerimiz, hayattan zevk almak, oynamak, keşfetmek, mutlu olmak ve sevmektir.
"Seni seviyorum Tanrım"demenin en iyi yolu, yaşamınızı en iyisini yaparak yaşamanızdır. "Teşeekkür ederim Tanrım "demenin en iyi yolu, geçmişi özgür bırakarak, anda yaşayabilmek, şimdi ve burada olabilmektir. Yaşam sizden neyi alıyorsa bırakın gitsin. Aktif bir teslimiyet duygusu içinde geçmişi bıraktığınızda, anda dolu dolu, canlı olmanıza izim verirsiniz. Geçmişi bırakmak demek, şu andaki rüyanızdan haz alabilmeniz demektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Siz mutluyken bana " Miguel, sen bir meleksin" diyeceğinizi bilirim. Ama bana kızgın olduğunuzda "Oh Miguel, sen şeytanın tekisin! Çok kötüsün. Bu tür şeyleri nasıl söyleyebilirsin? " dersiniz. Her iki halde de söyledikleriniz beni etkilemez. Çünkü ben ne olduğumu biliyorum. Kabul görmek, onaylanmak gibi bir ihtiyacım yok. Birisinin bana kim ve ne olduğumu söylemesine ihtiyaç duymuyorum.
Mutlu olmayı, insanca yaşamayı, kendinize özgü isteklerinizin olup olmadığını araştırmaya başladığınız an zorluklar başlıyor; ya da soru sormaya kalkıştığınızda. Bir kez kendi kendinize de olsa soru sormaya kalkışmaya görün, hapı yuttuğunuz gündür. Oysa size verilen, özellikle sizin kendinizin gerekli bulduğunuz değil de, başkalarınca size uygun görülen görevleri yerine getirirken soru sormaktan, tabii böylece de sorularınıza cevap aramaktan kurtuluyorsunuz. Birisi sizin yerinize birtakım sorular sormuş ve onları cevaplamış demektir. Cevap da size uygun görülen, sizin için düşünülen iştir, görevdir. Cevabın ya da görevin doğru olup olmadığı sizi ırgalamaz. Veren düşünsün!
Reklam
Konularınızı kısıtlamak zorunda olduğunuzu bilirseniz, sözlerinizin başka biçimde yorumlanmasından korkarsınız, hele hele karşınızdakilere güvenemezseniz ne konuşabilirsiniz ki?
Değerinizi belirleyen duygularınız olmadığı gibi düşünceleriniz veya davranışlarınız da değildir.
"Ben gürültülü şenliklerden değil, sakinlikten hoşlanıyorum. Onların arasında bir beyefendi gibi davranmak gerekiyor..." "Bunu yapmanızı, kelime oyunları yapmanızı bekliyorlar... Güzel, süslü sözler söylemeyi bilmek gerekiyor. Oralarda bunları bekliyorlar işte. Ben bunları yapmayı bilmiyorum, Krestyan Ivanoviç, o numaraları hiç öğrenmedim ki, hiç vaktim olmadı. Ben basit bir insanım, ne maharetliyim ne de gösterişli. Bu manada pes ediyorum, Krestyan Ivanoviç, teslim oluyorum. "
Ey nefis, böyle ebleh olmamak istersen Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle. Vesselâm.
Kim Allah'a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter. Talak/3
Reklam
Ey aziz! Bizler için gökte iki kapı bulunur. Birinden ömrümüzün süresi, diğerinden rızkımız iner. Ömür ne zaman biterse rızık inmez olur, böylelikle iki kapı da kapanır. Allah'ın "[ Yeryüzündeki] azığınızın ve [ölümden sonraki hayatınız için] vaad edilen her şeyin [kaynağı] göktedir." (Zariyat,22) buyurmasını hatırla. O halde rızık içib kaygılanmaya gerek yok. Gökteki rızık yerde aranmaz, arasan da bulamazsın. Allah'ın vadettiği rızık mutlaka sana gelecektir. Nerede olursan ol, bu rızık seni bulur. İstesen de istemesen de bu böyledir.
Sayfa 205Kitabı okudu
Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız! Âyâ Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akıl ile onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittiba edip emniyet ediyorsunuz? Yok! Yok! Sefihane taklit edenler, ittiba değil belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki siz ahlâksızcasına ittiba ettikçe hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz! Çünkü şu surette ittibaınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzadır!
Sayfa 123
Ey insan! Senin elinde bulunan nefis ve malın senin mülkün değil, belki sana emanettir. O emanetin mâliki her şeye kadîr, her şeyi bilir bir Rahim-i Kerim'dir. O senin yanındaki mülkünü senden satın almak istiyor, tâ senin için muhafaza etsin, zayi' olmasın. İleride mühim bir fiat sana verecek. Sen muvazzaf ve memur bir askersin. O'nun namıyla çalış ve hesabıyla amel et. O'dur ki, muhtaç olduğun şeyleri sana rızık olarak gönderiyor ve senin tâkatin yetmediği şeylerden seni muhafaza eder. Senin şu hayatının gayesi, neticesi, O Mâlikin esmasına ve şuûnatına bir mazhariyettir.
Sayfa 122
"Sana şüphe vereni bırak, şüphe vermeyene bak. Çünkü doğruluk, kalbin huzur bulmasıdır. Yalan ise kalbin şüpheye düşmesidir."
Senin hayatın ve ömrün âyinedir. Senin dünyanın direği ve âyinesi ve merkezi, senin ömrün ve hayatındır. Her dakikada o hane ve şehir ve bahçenin ölmesi mümkün ve harab olması muhtemel olduğundan her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyametin kopacak bir vaziyettedir. Madem öyledir, sen bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!
Sayfa 117
198 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.