Okudum. Ağır ağır. İlk bölümde bir adam oturuyor karşınıza . Ciddiyetten uzak, kararsız, bir önceki cümlede neredeyse yemin edip sonrasında sizi kandırdığını söyleyen bir adam. Ama ben bu adamı niye dinliyorum sorusunu hiç sordurmayacak kadar ince zekâlı birisi. İnsanın iki yüzlülüğünü, içten pazarlıklı ve bencil oluşunu cevval bir şekilde, itiraza fırsat vermeden ortaya koyarken karşınızda "sıradan" bir insan oturmadığını anlıyorsunuz. O anlatırken sizden hep bir adım önde. Tanıyor gibisiniz fakat yeterince analiz edemiyorsunuz. Tam , analiz edemedim yaa , derken bir bakıyorsunuz ilk bölüm bitmiş.
Allahtan ikinci bölümde, bu konuşan adamı olayların içinde buluyorsunuz ve düğümleri çözmek sizin için biraz daha kolay oluyor. Derinlere ama ciddi anlamda derinlere inebilen bir insanın sosyal yaşamdaki zorluklarına şahit oluyorsunuz . Yaptığı her davranışın , kurduğu her cümlenin, dinlediği her kelimenin muhasebesini yapan bu karakter, bunların somut dünyaya yansıması ile soyut dünyadaki özünü incelikle ortaya koyuyor. Böyle bir yetenek, çevresi tarafından eziklik psikolojisine itilip gururu ile başabaşa kaldığında ortaya çıkan inatçı ve çelişkili ruh halini net bir şekilde görebiliyorsunuz. Doğaldan, sade olandan , özden uzaklaşan; yazarın tabiriyle canlılığını yitiren insanoğlunun ruhsal bunalımını ve hayatta kalma mücadelesini çarpıcı bir şekilde gösteriyor .