Kitap çok çok çok güzeldii. Hele o sonn cidden çok mükemmeldi. Açıkçası bu seri ne ara bitti cidden hiç anlamadım çok akıcıydı cidden. Bu kitapta da yazarın yazım dilini çok sevdimm. Kitabın içinde her zamanki gibi kaos vardı. Spoiler vermemek için zor tutuyorum kendimi ama şunu söyleyeceğim. Üçüncü kitapta adını duyduğumuz bir karakter bu kitapta
"Tüm dualarım Alaz'ın hâlâ yaşıyor olması içindi. Yaşamalıydı, bana yaşattığı şeylerin ağırlığını anlamasının başka yolu yoktu. Eğer yaşarsa yaptıklarım için asla pişman olmayacaktım ama ölürse o zaman bu, benim en büyük pişmanlığım olurdu."
"... çünkü nefretin ve mutluluğun bir arada olması mümkün değildi. Birinin olduğu yerde diğeri yaşayamazdı. Evet, mutluluk nedir hiç bilmedim ve evet, en şen kahkahaları ben attım ama bu kahkahalarım mutluluktan olmadı hiç. Ben ağlarken güldüm, kanarken güldüm, acırken güldüm çünkü kimse bana mutluyken gülmeyi öğretmedi. Ben bilmiyordum, onlar da öğretmedi ve ben de sahip olduğum tek şeye gülmeyi öğrendim: Saf acı. Güldüğüm tüm o acılar ise bana bir şey öğretti: Nefret. Tutmadı ki kimse elimden, biri de çıkıp bana güzel bir şey öğretmedi ki. Kendi kimsesizliğimin içinde yaşam savaşı verirken hayatın bana öğrettiği sadece iki şey olmuştu: Nefret ve acı."
Kitap bitti, ben de bittim. Neler söyleyeceğimi bilemiyorum çünkü cidden okuduğum en iyi sonlardandı. (Olaya iyi diyemiyorum tabii.)
Kitabın sonu cidden hem oh be dediğim hem de nasıl yaparsın Sedef dediğim bir sondu. Bu kitapta da dengesiz bir Sedef gördük ne yazık ki. Ve bence bencil kararlar da verdi. Tam ikinci kitapta bencillikten biraz