Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fely

Reklam
Gönlümüzü alev alev tutuşturan şeyler değilsek, biz neyiz?
Daha önce hiç kendi varlığınızın bütünüyle seviştiniz mi? Gecenin sesleri ya da güneşin sıcaklığı eşliğinde? Rüzgarın fısıltısı ya da kükreyen gök gürültüsünün içinde? Aslında yaptınız, ancak henüz farketmemiş olabilirsiniz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bana kalırsa cadıların uçmakla ünlü olmasının nedeni kendi içlerine bakmaktan korkmamalarıdır.
İnsanları iğdiş ederek köleleştiremeyen kültürler, onların beyinlerini iğdiş ederler. Seksin son derece kirli, kötü ve tehlikeli olduğunu insanların beynine öyle bir kazırlar ki, kişi cinsel ilişkiye girmenin ne kadar zevkli olduğunu bilse bile, yine de yapmaz.
Reklam
Ve bu sıkıntı, pislik ve kıtlık, bitmek bilmeyen kışlar, yapış yapış çoraplar, hiçbir zaman çalışmayan asansörler, bir türlü ısınmayan sular, pürtüklü sabunlar, dağılıveren sigaralar, tatsız tuzsuz yemekler nicedir insanın yüreğini daraltıyorsa ve insan yaşlandıkça her şey daha da kötüye gidiyorsa, bütün bunlar dünyanın bu düzeninin doğal olmadığını göstermiyor muydu? İnsan bu durumun dayanılmaz olduğunu düşünüyorsa, bir zamanlar düzenin şimdikinden çok farklı olduğuna ilişkin anıları olması gerekmez miydi?
Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir.
Hem bilmek hem de bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak; mantığa karşı mantığı kullanmak, ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak, hem demokrasinin olanaksızlığına hem de Parti'nin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak; unutulması gerekeni unutmak, gerekli olur olmaz yeniden anımsamak, sonra birden yeniden unutuvermek: en önemlisi de, aynı işlemi işlemin kendisine de uygulamak. İşin asıl inceliği de buradaydı: bilinçli bir biçimde bilinçsizliği özendirmek, sonra da, bir kez daha, az önce uygulamış olduğunuz uykuya yatırmanın ayırdında olmamak. "Çift-düşün" dünyasını anlayabilmek bile çiftdüşünü kullanmayı gerektiriyordu.
Reklam
Parti sloganında ne deniyordu: "Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar."
Artık korku, nefret ve acı vardı, soylu duygulara, derin ve karmaşık acılara rastlanmıyordu.
Düşüncesuçu, ölümü gerektirmez: Düşüncesuçunun KENDİSİ ölümdür.
Her davranışın sonuçlarını, o davranışın kendisi doğurur.
142 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.