Dinginliği ararken insanlar ve aynalar arasında Bazen gördüğün kuşlar bile seni yormak istercesine... Olduğun yere telaş içinde ellerin ayaklarınla birden çivilen sende Yoncanın dağılan mozaik taşlarıyla ruhunun parçalarını çabuk toparlıyorsun Artık güvendesin uzak mesafelere inat Mavi gölü doldurmak üzere sevi bir yürek Seni hiç görmedende ufkun öte çizgisinde Keskin hükmü duasını hissederek göğe okurken Unutma insan tembelliğinden sürgüncesine İndirilmedi nuhun küresiyle mavi yer yüzüne Kaderiyle birlikte yürümeyi öğrenemediği sürece.. Hiç kimse kaderinin efendisi olamadı yer yüzünde Ve ne mutlu sana her gün doğumuna Aldığı her soluğun çatısına şükreden... Ve yaşamın her rengine kendini adayan Okuyup çalışan üretenken bir annesin!.. Söyle bu köhne dünyada senden başka Mucize aramak ahmaklık değilde nedir?..
21- Tecavüz edilen bebeklerin, masumların suçu ne? Dünya 3 saniyedir. Dün, bugün ve yarın. Uzayda her gün bir saniyedir. Sen bu 3 saniyede bütün adaleti bekliyorsun. Adalet o kadar muhteşemdir ki bu dünyaya sığmaz. Burada bekliyorsan çok beklersin, sığmaz buraya, kaldıramaz. O yüzden gidiyoruz, 3 saniye sabret. Ne demek 3 saniye? Bir adam dese
Reklam
Yanımda olduğun zaman degerimi bilmezken; Değerimi bildiğin "gün beni yanında bulamazsın" Necip fazıl kısakürek
Bir düşünsene " yarın yarın " diyerek kaç yıldır kendine vaatte bulumuyorsun. yarın geldi ve bu gün oldu, ancak sen yine aynısın. Bilmiyormusun ki ,gelen ve bugün olan yarının durumu dün gibidir. Üstelik bugün aciz olduğun şeyden yarın daha fazla aciz olacaksın ..
"Dünyanın dönüşü hakkında nasıl kaygılı değilsen, yerçekimi aniden yok olur diye nasıl telaşa düşmüyorsan, yarın gün doğar mı doğmaz mı, bu kıştan sonra bahar gelir mi gelmez mi diye nasıl endişelenmiyorsan, kendin hakkında da aynı rahatlığa ermelisin. Çünkü Rabbimiz, senin durumunu senden daha iyi bilmekte, içerisinde olduğun kederli psikolojiyi ve başında dönüp duran tehlikeleri senden çok daha iyi görmektedir. Rabbimize ait oluşun ve yaşadıklarının en ince detayına kadar ilahi dikkat altında olması, senin için en ümit verici müjde, yaşayacağın sorunlardan kesinkes kurtulacağının da en sahih garantisidir.”
Haletiruhiye
Haletiruhiye
Vazgeçmenin Gücü… Dört psikolog arkadaş bir gün bir deney yapmaya karar verirler. Amaçları düşünce gücüyle mum ışığını söndürmektir. Bir mum yakarak masanın üzerine koyarlar ve masanın etrafına otururlar. Olanca güçleriyle muma yoğunlaşırlar. Mumun ışığında herhangi bir hareket yoktur. Yoğunlaşmaya devam ederler ama mum ışığında en ufak bir titreme bile olmaz. Bir saati henüz devirmişlerdir ki tam o sırada sokaktan gürültüyle bir kamyon geçer. Dışarıdan gelen gürültüyle birlikte bu dört arkadaş irkilir ve muma yoğunlaşmayı bırakırlar. O anda mumun ışığı sönüverir. Evrenin kuralı bellidir: İste ve serbest bırak. Serbest bıraktığında her ne istedi isen o sana geliyor. Ama önce istemek zorundasın. Newton kafasına elma düşünce yer çekimini buldu. Halbuki o güne kadar pek çok insanın kafasına ağaç altında uyurken elma düşmüştü. Peki neden Newton yer çekimini buldu da diğerleri bulamadı? Çünkü Newton kafasına elma düşmeden önce binlerce saatlik bir uğraş vermişti. Yine bir gün çalışmaktan yorgun düştüğü bir sırada uyuyakaldı yani serbest bıraktı ve bilgi kafasına düştü. Doktor iğne yaparken bile fazla kasmayın kendinizi diyor. Neden? Çünkü kendini kasarsan iğne vücutta rahatça kılcal damarlara ulaşamaz. Kendini serbest bırakmadığın zaman akamazsın. Akış ancak rahat ortamda gerçekleşir. "Beklemekte olduğun şey, ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir. Bu, evrenin sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir.." K.Iskender
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.