Yıllar geçti deniz görmeyeli, çimenlere dokunmayalı, gökyüzünün altında saatler dolusu beklentisiz uzanmayalı… Bir buradaki gökyüzünü izleyebildim kirli, parmaklıklı pencerenin ardından; bir de hava almaya çıktıkça yandaki gökyüzünü. Birden çok gökyüzü varmış meğer cezaevinde anladım. Benim içerde gördüğüm ile bahçede gördüğüm, hele dışarıdan birinin gördüğü gökyüzüler bir olur mu hiç?
Olmaz ya.
Fen kitapları yazmaz, gökbilim kabul etmez, dini kitaplar dahi uzlaşmaz bu konuda ama herkesin gökyüzü ayrıdır. Altı yılın ilk günü anladım ben bunu. Yan bahçeye çıkınca gördüğüm gökyüzü bile değişir, diğerleri nasıl değişmesin? Dün uyumadan önce üst ranzamda kalan Haşim’e söyledim bunu da inanmadı bana. “Olur mu öyle şey lan, gökyüzü herkese aynıdır. Dünyanın bi’ ucuna gitsen o gök bu gök işte.” deyip kestirip attı, iki dakika sonra da horlamaya başladı. Onu ben de biliyorum, ama aynı değil işte be Haşim.
Yeryüzü
Beste Sanem Çorbacıoğlu
Sis dergi ocak 24