Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ölme hakkı herkesin yararına
Tabiatın verdiği ömrü yaşamaya gücü yetmeyen adamı, iyileştirmenin, ne o adama, ne de topluma fayda vermeyeceğine inanıyordu.
Çoğunlukla umutsuz ve depresif bir durumda intihar ger­çekleştirilmektedir. intihar üzerine yapılmış pek çok araştırma, in­tihara teşebbüs eden kişilerin çoğunlukla intiharı bir daha denemediklerini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, intihara yardımın pek çok ülkede bir suç olarak korunması, yaşamın kutsallığı/ dokunulmazlığı tezi açısından değil, paternalist Devlet anlayışı açı­sından meşru görülebilir.
Reklam
Hipokrat Yemini'nde aktif ötanazi yasağının yer alması nedeniyle, hekimin ötanazi uygulayamayacağı, sıkça savunulan bir savdır. Hipokrat Yemini şöyle demektedir: "Benden talep edilse dahi, hiç kimseye ne öldürücü ilaç vereceğim ne de öldürücü bir etkiye neden olacak bir şey tavsiye edeceğim". Hipokrat Yemini'nde aktif ötanazinin yanı sıra, kürtaj ve ame­liyat da yasaklanmıştır. Oysa, Antikçağ'da birçok hekimin kürtaj ve ameliyat yapmanın yanı sıra aktif ötanazi de uyguladıkları bi­linmektedir. Antik Yunan'da kürtaj yapıp yapmamak her bir he­kimin ahlaki değerlerine bağlıdır. Ayrıca, ilaç vermek ile ameliyat yapmak arasında bir fark yoktur ve bazı hekimler uzmanlaşma so­nucu sadece ameliyat yapmışlardır.
Sayfa 170 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Epikurosculara göre yaşam ne olursa olsun değerli bir şeydir; mezarın hiçliği için yaşamı fırlatıp atmak aptalcadır.
Ölme ve yaşama hakkındaki kararlar, herkesin aldığı, kişiliği bi­ çimlendiren ve ifade eden en önemli ve en zor kararlardır. Bu ka­ rarları vermeye hak tanımayan hükümetler, bizi daha az önemli ka­ rarları almakta ne kadar özgür bırakırsa bıraksınlar, totaliter­ dirler.
Sayfa 112 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Yine diğer bir hukukçu Blackstone, daha önce söz edildiği gibi, onsekizinci yüzyılda, intihar edenin bir vampirmiş gibi kalbine kazık çakılarak , anayolda herkesin görebileceği bir yerde gömüldüğünü söy­lemekte, İngiliz Hukuku'nda bu cezanın gerçek bir temeli olmadığı halde uygulandığından yakınmaktadır. Kayıtlara geçen son al­ çaltma, 1823'te görülmüştür.
Reklam
Hıristiyanlık'ın ilk dönemlerinde, Kilise, savaşı kabul etmediği gibi, idam cezasını da kabul etmemiştir. İsa'nın ve Aziz Petrus'un idam edilerek öldürülmeleri de düşünülecek olursa, Kilise'nin idam cezasına karşı olması son derece doğaldır. Fakat, Kilise'nin konumunu ancak siyasi taleplere cevap vererek koruyabilmesi mümkündür ve bunun sonucu, bu tutumu da savaşa karşı tutumu gibi, değişikliğe uğramış, idam cezası Hıristiyanlık'ın kabul ettiği bir ceza haline gelmiştir.
Ne Eski Ahit, ne de Yeni Ahit intiharı doğrudan ya­saklamaktadır. Tersine, intihar eden kişilerden söz edilmektedir. Gerçekten de Eski Ahit'te intihar eden dört kişinin adı geçmektedir -Samson, Saul, Abimelech ve Achitophel- bunların hiçbiri de olumsuz bir yorumla anılmamaktadırlar. Yeni Ahit'te de intiharı suçlayan bir ifade yer almamaktadır. İntihar ederek en büyük suçu işleyen Judas Iscariot'dan Yeni Ahit'te neredeyse hiç söz edil­memekte, intihar günahlarına ekleneceği yerde, tövbesinin bir öl­çüsü gibi görünmektedir. Kilise'nin birinci yıldönümünde intihar öylesine nötr bir konudur ki, İsa'nın ölümü bile ilk havarilerden Tertullianus tarafından bir tür intihar olarak görülmüştür. İlk Aziz­lerin dinleri için kendilerini bilerek ölüme atmaları şehitlik olarak kabul edilmiş ve kutsanmıştır.
Sayfa 47 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Tabu ve dini nedenlerin yanı sıra daha az köklü nedenler de in­tihar yasağının korunmasına neden olmuştur. Birincisi, intihar top­luma karşı bir nefreti gösterir. İkincisi, intihar, toplumun önem ver­diği ve yaşamı yaşamaya değer hale getirdiğine inandığı şeylere önem vermemeyi gösterir. Bu nedenle intiharı suçlamak, toplumun doğal tepkisidir. Böylece kendi değerlerini destekleyecektir. So­nuncusu, ekonomik nedenlerdir. Örneğin ilkellerde yetişmiş bir er­keğin intiharı ile kabile bir savaşçısını kaybeder, kadının intiharı ile de potansiyel anneyi kaybeder.
Sayfa 46 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Her hakkın veya özgürlüğün kullanımında sorunlar çıkmaktadır, bunun aksini düşünmek mümkün değildir. Örneğin, özel yaşamın dokunulmazlığı hakkını korumak için, polisin konutumuza her is­ tediği anda girebilmesini engellemekte, bunun şartlarını be­ lirlemekteyiz. Fakat bu sınırlamalar sonucunda, pek çok katil belki de yakalanamamakta ve başkalarının yaşamını tehlikeye sok­maktadır
Sayfa 178 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
268 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.