“Öldükten yaklaşık 30 dakika içerisinde vücutta refleks diye bir şey kalmıyor. Gevşeyen kaslar dolayısıyla ağız ve göz kapakları açık kalıyor. Boşaltım sistemi tamamen gevşiyor, idrar akıntısı oluşuyor. Ölümün gerçekleşmesinden 24 saat sonra vücut çürümeye başlıyor. Solunumun durması bakteriler için işaret oluyor ve çalışmaya başlıyorlar. İlk
İLK DEFA SEVİYORUM Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevԁim Parlak bir inciуdin benim için Paha biçilmez bir inci Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime ԁolup da Beni sardığı bir anda sevԁim Seni sadece selvi boyun,siуah saçların ya da kara gözlerin Güzel bir уüzün var diye
Reklam
Tüketici pazarını, kontrol ettiği kişiler tarafından istekle ve hevesle benimsenen bir kontrol biçimi yapan, sadece itaat karşılığında teklif ettiği ödüllerin parıltısı ve güzelliği değildir. Onun esas çekiciliği, muhtemelen, hayatlarının diğer alanla­ rında yalnızca baskı olarak deneyimlenen kısıtlamalarla kar­ şılaşan insanlara özgürlük sunuyor olmasıdır. Pazar tarafın­ dan sunulan özgürlüğü bir kat daha albenili yapan şey, diğer formlarının çoğuna bulaşan leke olmaksızın gelmesidir: Aynı pazar bir yandan özgürlük sunarken bir yandan da kesinlik su­ nar. O, bireye “baştan aşağı bireysel” tercih hakkını verirken aynı zamanda böyle bir tercih için toplumsal onayı da teda­ rik eder ve dolayısıyla egemen iradenin (bu bölümün başında gördüğümüz gibi) keyfini kaçıran güvensizlik hayaletini kovar. Paradoksal bir şekilde, tüketici pazarı özgürlük ve kesinliğin, bağımsızlık ve beraberliğin çatışmadan yan yana yaşadığı “ha­ yal ortaklığının” beklentilerini karşılar. Dolayısıyla insanlar pazara çifte bağla çekilir: Onlar hem bireysel özgürlükleri için hem de güvensizliği bir bedel olarak ödemeden özgürlükleri­ nin tadını çıkarabildikleri için bağlıdırlar.
Tekrar görüşmemiz nasip olacaksa, ki benim en değerli, en gizli hayallerimin kaynağı budur ve böyle hayal ettiğim zamanlar, ruhum yavaş yavaş, sonsuz derecede özlenen, o sınırsız ilahi güzelliğe doğru yükseliyor ve kendimde olmadan hiçliğin, yokluğun tehdidine karşı koyacak gücü bulabiliyorum. Belki aşk ölümün antitezi olduğu içindir bu; bizim için doğuş esrarını izleyen hayatın esasını oluşturan bir andır. Bütün bu düşünceler bende, tekrar buluşmamız için bir yakarışa dönüşüyor.
Sayfa 53
Nâzım ölmüş. Buna inanmak güçtü. Ölüm Nâzım'a yaklaşacak ve onu alıp götürecek kadar cesaretli olamazdı. Cesareti olsa bile, Nâzım'a, cellat elini sürmekten korkmalıydı. Nâzım karşısında ölüm, ancak alçaklıkla muvaffak olabilirdi. Ölümün Nâzım'ı alıp götürmesi, kıskançlığın, haksızlığın, anlayışsızlığın; güzelliğe, derinliğe, her türlü insancıl büyüklük ve iyiliğe karşı öç almasından başka bir şey olamazdı.
Bazen ölüm, bazen de yaşam tatlı gelir insana. Pazarlığa otur yaşamla: De ki, seni kaybedersem, Bu zaten aptalların korumak istediği şeydir yalnızca; Sen ilahi emirlere amade geçici bir soluksun, Bu bedene işkence edip durursun. Sen yalnızca ölümün budalası olursun. Umutsuz bir şekilde ondan kaçmaya çabalarsın, Ama yine de sürekli ona doğru koşmak
Reklam
1.000 öğeden 771 ile 780 arasındakiler gösteriliyor.