"Kimseler görmedi Ömür Hanım, bu dünyadan ben geçtim.
İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına,
ben geçtim..."
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?
Şükrü Erbaş şüphesiz günümüzün en iyi yazar-şairlerinden; güler yüzlü, içten, çok kibar, saygılı, çok özel bir insan.
Kitabı az önce bitirdim dolayısıyla hissettiklerim çok taze, şiirleri bir şiirden fazlası; temeli aşk, ayrılık ve ölüm üzerine yani yaşadığımız hayatın özeti diyebilirim. Birçok alıntı yaptım tekrar tekrar okudum. Ömür Hanım'la Güz Konuşmaları kitabın atan kalbiydi. Uzun uzun anlatılmasına gerek yok herkes okumalı çünkü bu şiirler yaşamalı, okuyalım okutturalım.
Etrafımıza Şükrü Erbaş'ın nahifliği, anlattığı aşkın yüceliği yayılsın. Kitaptan bir alıntı ile bitirmek istiyorum, keyifli okumalar.
"Herkesin canından çekilen bir iz bırakırdı ardında. Dünyanın bütün göçmen kuşları çatıma konardı konuşunca. Sesi dört mevsimden yapılmış bir enginlikti, insanı bir ufuktan ötekine taşıyan. İçindeki kötülüğü susturmadan kimse bakamazdı yüzüne. Yürümezdi de dünyanın bütün çiçekleri yollara dökülürdü."
Bütün Şiirleri 2Şükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20185,1bin okunma
Yağmur dindi Ömür Hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa?
"Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik
olur tükenmek değil de?"