Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okursanız sevinirim.
20 yaşında genç delikanlı otobüsün camından bakarken birden bağırdı. -Baba; arabalar, arabaları görüyor musun, bizle geliyorlar. Babası gülümsedi ve mutlulukla saçını okşadı. Genç bir süre daha dışarıyı izledi ve sonra birden bağırdı. -Bulutlar baba, bulutlar harika Baba gülümseyerek oğlunu izledi. -Baba ağaçlar dedi aniden delikanlı. Onlar hep geride kalıyor dedi. Arkada oturan yaşlı adam, bu bağrışmalardan rahatsız olmuş olacak ki; Babanın omzuna dokundu. Beyefendi oğlunuzu iyi bir doktora götürmelisin. Problemi var herhalde. Baba geriye dönerek "o zaten iyi bir doktordan geliyor. Oğlum doğuştan kördü ve ameliyat sonrası gözleri açıldı" dedi... Herkesin bir hikayesi var. Ne çabuk yargılıyoruz insanları ve ne çabuk tanılar konuyoruz değil mi? O kadar hızlı kararlar veriyoruz ki insanların yaşadığı hikayeler bizim için pek önemli olmuyor.
Paşam çok içiyorsunuz. Halkın dedikodusu bitmiyor. Biraz azaltsanız mı? deyince, Mustafa Kemal gülümsemiş... Başka bişey konuşuyorlar mı peki Salih? demiş. Hayır Paşam. Varsa yoksa içkiniz Elini Bozok'un omzuna koymuş; Biz yedi cephede savaştık Salih.. Bir Vatan var ettik, Cumhuriyet'i ilân ettik. Bak kendin söylüyorsun, çaldı çırptı, vatanı sattı diyemiyorlar ya, bırak konuştukları içkimiz olsun...
Reklam
Denize karşı bir bankta, Omzuna başımı yaslayıp, Sesinden şiirler dinlemek gibi Çocukça isteklerim oldu. Bağışla.. Nâzım Hikmet
Denize karşı bir bankta, Omzuna başımı yaslayıp, Sesinden şiirler dinlemek gibi Çocukça isteklerim oldu. Bağışla.. Nâzım Hikmet
Küçük İskender
Küçük İskender
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs Sana bugün bir mektup yazdım: En çok En çok güllerden sözettim
Sinema tarihinin en ünlü komedyeni Charlie Chaplin bir röportajında şöyle der;Küçük bir çocukken babamla bir sirk şovunu izlemeye gittik. Bilet sırasında uzun bir kuyruk vardı ve önümüzde anne-baba ve 6 çocuktan oluşan bir aile vardı.Fakirlik hallerinden belliydi, elbiseleri eski ama temizdi. Çocuklar sirkten bahsederken çok mutlu görünüyordu.Onların sırası gelince, babaları gişeye geçti ve bilet fiyatını sordu. Gişe çalışanı ona bilet fiyatını söyleyince adam kekelemeye başladı ve dönüp karısının kulağına birşeyler fısıldadı.Mahcubiyet yüzünden kolayca okunuyordu.Birden babam cebinden 20 Dolar çıkardı ve yere attı. Sonra da eğilip yerden aldı ve adamın omzuna dokunarak şöyle dedi; “Paranız düştü beyefendi..”Adam babama baktı ve gözleri dolarak “Teşekkür ederim efendim” dedi.Onlar içeri girdikten sonra babam beni elimden çekti ve kuyruktan çıktı. Çünkü babamın adama verdiği 20 Dolardan başka parası yoktu.O günden beri babamla gurur duyuyorum ve o 2 dakika benim hayatımda izlediğim en güzel şovdu. O gün izleyemediğim sirk şovundan eminim daha güzeldi... (Alıntı)
Reklam
Nasip olur mu?
Denize karşı bir bankta, Omzuna başımı yaslayıp, Sesinden şiirler dinlemek gibi Çocukça isteklerim oldu. Nazım Hikmet Ran
Manifestom
Bulutları rüzgara tutulmuş, parçalı bir gökyüzü müydü gözlerin, yoksa perdesi kapanmış oyunlar mı incitmişti kirpiğinin ucunda bekleyen gözyaşını… Buzlu gölde kalp yokuşunda, ellerinde içime yürüyen bir aşkın adımları vardı.. Zenb ile hemhal olan kader bizden yanaydı. Ben tüm hudutlarını aşıp yurdunu bulan, Mahrem çizgilerinde örtünen sırlarıyla
Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen Şiirinin Hikâyesi - Şairin Kendi Kaleminden
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar.. Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.