Ah, insanlar niçin her şeyi anlayamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat kendilerini unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar tam onun gibi -fakat hiç eksiksiz ve tam- onun gibi duysalar, her şey ne kadar yerli yerinde olacak. Hayır! İllâ ki zıddiyetler, öfkeler, yanlış anlaşmalar, kıskançlıklar, inatlar, şüpheler, hâkim olmak arzuları. Peyami Safa
Sabah kalktım evdeki tüm saatleri ileri aldım fırına ekmek almaya çıktım. Kardeşim kalktı "Sabah sporuna geç kalmışım" dedi, aceleyle, çıkmadan evdeki tüm saatleri ileri aldı. Annem kalktı "Saat ne zaman 11 oldu" dedi, kahvaltı çayını koydu, evdeki tüm saatleri ileri aldı. Komşuya tuz istemeye gitti. Babam kalkınca "Ne zaman öğlen oldu, pek böyle uyumazdım ya demekki çok yorulmuşum" dedi :) "İnsan uyuyup uyanınca geçen zamanı anlamıyor, uyuyan insan zamanı ölçemiyor" dedi. Babam evdeki tüm saatleri ileri aldı. Fırından on dakikada gelirdim üç saat on dakika olmuş... Kahvaltıda hazır değil... Zaman muamması bazen çok karmaşık olabiliyor ama bu sefer değil, bir şeylerin ters gittiği belliydi. Zaman dediğiniz nedir ki? Sayılardan ibaret değil mi? Yarım saat koştuğunu zanneden kardeşim eve gelince "Ooo iki buçuk saat koşmuşum, gerçekten performansım gittikçe artıyor dedi... Sonra annem geldi "Komşuyla iki çift laf ettim bir saat on beş dakika geçmiş" dedi. Çaya baktı suyu az kalmış olmalıydı ama daha yeni kaynamaya başlamıştı. Bugün evde neler oluyordu... Aslında olan biteni herkes biliyordu bugün saatler ileri alınmıştı :))) Not: Hikayede geçen olaylar gerçek hayat öykülerinden alınmamıştır. İsmi geçmeyen yer, kurum ve şahıs adları tamamen hayal ürünüdür :)) Herkeze mutlu pazarlar... Bekir İstanbul - Tüm telif hakları bana aittir izinsiz alıntı yapılamaz, yazar ismi belirtilmeden kopyalanıp çoğaltılamaz :)
Reklam
"Almanca dil kursuna giden bir Türk öğrencinin yaşadıkları: Hoca çok disiplinli biriydi. Bilhassa zaman açısından hiç müsamahası yoktu. Bir hafta boyunca, kimin ne kadar dakika geç geldiğini tespit ediyor ve onları geç kaldıkları süre kadar sınıfta tutuyordu. Tabii, bu durum zaten kursa zor zaman ayırmış iş sahiplerinin hiçte hoşuna
DOLU OLMAK VE BOŞALMAK
Saat sabahın dokuzu. İnce ince yağmur yapıyor, hani şu bilmem ne ıslatan çeşidinden bir yağmur. Ayaz. Çamur. Islak. Galatasaray’da tramvay bekliyorum. İstanbul yakasına geçeceğim. Durak yerinde benim gibi bekleyen bir yirmi otuz kişi daha var. Karşıdan bir vagon sökün etti. “Maçka-Beyazıt.” Ön camında küçük bir tabela: DOLMUŞTUR. Tramvay
Kitaplarla tanışmadan önceki hayatım; 1)Bizim mahalle duraklarında, (özellikle geç saatlerde) minibüs gelene kadar 15 dakika beklenir ve minibüs geldikten sonra 10 dakika’ya yakın 16 kişilik koltukların dolmasını bekliyor minibüs şoförü. Yani hayatımdan 25 dakika boşuna gitmiş olurdu. Tabi 25 dakika bana 25 saat gibi gelirdi. 2) Boş
965 öğeden 991 ile 965 arasındakiler gösteriliyor.