Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sait Faik'e bir süreliğine veda alıntısı olsun.
Bir pazartesi günüydü. Günler şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yeme içmeye de
Sayfa 79 - Lalettayun: gelişigüzel
“İnsanın özelliği kendisine bir biçim kazandırmaya sürekli gereksinim duymasıdır. Milyonlarca küçük parçacıkdan oluşan ve her dakika belirli bir biçime giren dalga gibi.”
Sayfa 6
Reklam
"Benimle o kadar sert sevişmeni istiyorum ki," dedim, "her şeyi unuttur." Sergei beni kıçımın altından tutup kaldırdı ve ön kapıya doğru taşıdı. Bacaklarımı beline doladım ve yüzünü avuçları- mın içine alıp her yerine öpücükler kondurdum. Kusursuz bur- nuyla başladım, sonra alnına ve kaşlarına geçtim, her bir detayı hafızama
Sayfa 210
Nietzsche Reis
Yazmaya veya okumaya ayırdığı her on beş dakika, migrenle geçecek saatlere mâl olur. Gözlerini kağıda sabitliyemediğinden başkalarından onun için okumalarını rica eder.
Sayfa 20 - Kolektif KitapKitabı okuyor
zafer iki rakipten acıya ötekinden on beş dakika fazla katlanmayı bilenindir.
Sayfa 35
"Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı."
Reklam
İyi bir işçi tığla dakikada ancak beş ilmek atar, bazı döngüsel dokuma makineleri ise aynı sürede otuz bin ilmek atıyor. Yani makinenin çalıştığı her dakika işçinin yüz saatlik çalışmasına bedel ya da makinenin çalıştığı her dakika işçiye on günlük dinlenme süresi kazandırıyor. Dokuma sanayisi için geçerli olan bu durum, modern makinelerle yenilenmiş her sanayi kolu için de az çok geçerlidir. Ama biz ne görüyoruz? makine kusursuzlaştıkça ve el emeğine sürekli artan bir hız ve kesinlikle üstünlük sağladıkça işçi de kendi dinlenme süresini o ölçüde uzatacağı yerde makineyle rekabete girişmek istercesine misliyle çabalıyor. Ah, saçma ve ölümcül bir yarış bu!
Sayfa 29 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Bayrak Edebiyatı Üzerine ;(!)
Bayrak dokunulmazının, hangi yolsuzlukları, hangi şiddeti, hangi suçları nasıl bir başka dokunulmaza çevirdiğini; ülkenin borç batağının, açık pazara çevrilmesinin, eğitim ve sağlıkta­ ki düzeyinin, hukuk boşluklarının, hak ihlallerinin, bayrakla nasıl sarılıp sarmalanarak sorgulanamaz hale getirildiğini bi­liyorum. Tarihinde on altı bayrak olan
Bir günü al, parçalara böl, hatta bir on dakika, beş dakika bile boş bırakma Her dakikaya bir iş düşsün, her işi düzenle, şaşmaz bir titizlikle yap. Bak göreceksin, daha sen günün başladığımı anlamadan akşam oluverecek; sen de, dakikalarının geçmesi için bir kimseye borçlu kalmayacaksın, vakit geçirebilmek için hiçbir kimsenin dostluğuna anlayışına, sabrına, söyleşisine el açmış olmayacaksın. Kısacası, bağımsız bir varlığa yaraşır biçimde yaşamaya başlayacaksın
"Peki mutlu yolcular bu kadar pahaliya mal olan bu çeyrek saatle ne yapacaklar? Birçoğu saati beklemek için kuyruğa girecek: digerleriyse kafede bir on beş dakika daha oturacak ve gazeteyi en küçük ilanlanına kadar okuyacaklar" diye yazmış Filozof Alain, Mutluluk Üzerinede, tam yüz yil once. Le Havre ile Paris arasındaki güzergahtan bahsediyordu, derslerini yolda verirdi Bu kazanılan zamanla ne yapılır ki? Altın külçeleri gibi bir sandığa koyup, artık zamanımız kalmayıp da iş ișten geçtikten sonra acil durumda çıkarıp kullanlır mi? Kim bilir belki de zaman zamanla değerlenir.
Reklam
Herhangi bir nedenle takvimde veya saatlerde kesin bir değişiklik yapılsa, yıl birkaç hafta geç başlatılsa veya gece yarısı on beş dakika önceye alınsa, günler yine yirmi dört saat, aylar da otuz gün olacağından zamanın akışında bir değişiklik olmayacaktır. Her şey değiştirilse de hiçbir karışıklık olmaz, çünkü rakamlar arasındaki ilişki hep aynıdır.
Sayfa 421Kitabı okudu
"Her şeyi biliyorken nasıl oluyor da. O güzel gözlerinin kymetini bilmiyorsun." dedi ve devam etti, "Parlıyor ruhun aslında, bakarsan gün ışığında. Bir ben görüyor olamam..." Sonra gözlerimi ona çevirdim ve odanın zifiri karanlığını aydınlatmak için var gücüyle çabalayan mumların eşliğinde gözlerine baktım. Tam şimdi, şu an, şu saniye kendimi beş dakika öncesinden de on yıl öncesinden de en güzel günlerimden de daha iyi hissediyordum. Çünkü Uraz Kayalar buradaydı. Yanımda...
Umutsuzlukla mücadelede öğrenilmiş çaresizliğin üstesinden gelebilmek önemlidir. Ve bunun da yolu ufacık da olsa ilk adımı atmaktır. Diyelim ki derslerine çalışamıyorsun, sınavlara hazırlanamayacağını düşünüyorsun, umutsuzsun. Önerim: Saatlerce çalışmayı hiç gözün kesmiyor olabilir ama en azından beş dakika çalışabilirsin. Beş dakika ile başla! İnan ki o ilk adımın sihirli bir gücü var. Derken o ilk beş dakikadan sonra, içinden on dakika çalışmak gelir. Böylelikle yavaş yavaş ilerlemeye başlarsın. Şüphesiz toplum olarak sürekli şikayet etmek yerine bu ilk adımı atmasını öğrenmeliyiz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.