Irvin D. YALOM 'un felsefik romanı.
Kitabın ana teması ümitsizlik. Ama dönüm noktaları ve kırılma anlarıda kitapta çok önemli bir yere sahip.
İki farklı adam. Nietzsche ve Breuer. Aynı korkulara, aynı ümitsizliklere sahipler. İkiside kördüğüm olmuş bir halde. Biri hastasına aşık bir doktor (Breuer), diğeri ise '' beyin ikizi'' olduğunu sandığı kadına aşık filozof (Nietzsche). İkiside saplanıp kalmış bu çıkmazda. Olayların başında Breuer, Nietzsche' ye yardım etmek isterken bir süre sonra yardım edilen kişi oluyor. Oynadığı hasta rolü bir anda gerçek oluyor. Ama ilginç olan şu ki kitapta ikiside aynı anda hem doktor hem hasta. Ve ikisi de en sonunda '' baca temizlemeyi'' başarıp, yüksek sesle Amor Fati diyebiliyor.
Bu iki adamın karşılıklı konuşmaları üzerinden gidiyor kitap. Tabii ki bu konuşmalar öyle sıradan konuşmalar olmuyor. Felsefi sohbetler, özgürlük arayışları, ruhsal analizler üzerinden ilerliyor sohbetler.
Kitap bir bakıma bizi kendi ümitsizliklerimizle yüzleştiriyor. Nietzsche' nin bile bir kırılma anı varmış dedirtiyor. İnsan psikolojisinin temeline inip kendimizi sorgulatan bir kitap. Bu konuda yazarı tebrik etmek gerekiyor.