Medeniyet, kendi boşluklarının görüntüsünü ve farkındalığını kendilerinden gizlemek için muazzam bir retorik duvarını, bilgi ve eylemin toplumsal örgütlenmesini inşa eden, kanaat etmiş bir şekilde yaşayamayan insanların hikayesidir.
Kanaat, diyor Carlo, kişinin yaşamına ve kişiliğine şu anda sahip olması; bu ânı, geleceğini umduğu bir şeye feda etmeden, böylece yaşamı bekleyişte yok etmeden tam olarak yaşama kapasitesidir.
İhtiyaç duymamak ve özgürlük, hem varlık hem de değer üzerine kurulu, var olduğu için hiçbir şey istemeyen mutluluk çemberinde ve var olmadığı için de hiçbir şey talep etmeyen ölümün çemberinde bulunan bir kesişimdir.
Toprak anaç bir şekilde onu yarıp açan sabana katlanır ama deniz ulaşılamaz büyük bir gülümsemedir; hiçbir şey onun üzerinde iz bırakmaz;yüzen kollar onu kucaklamaz onu iter ve kaybederler, o kendini teslim etmez.