Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Kitabın konusunu okuduğumda ilgi çekici gibi görünüyordu . Buna güvenerek kitaba başladım. Ancak bu kitabı tek kelime ile ifade etmem gerekirse 'karışık' olurdu. Karakterler ve olaylar birbiri ile karışmış gibiydi. İç monologlar ve betimlemeler başta okuması keyifli olsa da roman ilerledikçe karmakarışık bir hal aldı. Bazı bölümleri okumakta zorluk çektim. Kitabın son kısımlarını kendimi zorlayarak bitirebildim
Hani rep müzikleri için anlamsız sözler yazıyor diyorlar ya tam o kalitede bir şiir(imsi) kitap. yazarı da şair filan zannediyordum meğer onur ünlüymüş abicim bu bilgi niye önceden söylenmedi bana okuyup vakit kaybettik o kadar.
Sanırım ilk defa bir kitap için bu kadar olumsuz bir inceleme yapacağım! #AhMuhsinÜnlü ilk ve tek şiir kitabı #gidiyorumbu hiçbir edebi yanı olmayan, bir anlam ifade etmeyen kelimelerle bir araya getirilmiş (yer yer kelime bile yok ortada) asla ne anlattığı belli olmayan, hiçbir duygu vermeyen, anlayamayacağım sadece yazılmış olmak için yazılmış bir şiir kitabı olduğuna kanaat getirdiğim bu kitap... Kendi üslubu ve tarzıyla yazdı diyemiyorum. Gerçekten insana konuşmayı bile unutturabilecek potansiyele sahip olduğuna inanıyorum. Şiir anlayışına uygun değil, bir yoğunluk ve doygunluk yok, uyak, kafiye vs aslaaa yok zaten de insan okuduğunu anlamak istiyor. Öylesine, alelade bir araya gelmiş bazı sesler ve kelimeler işte. Edebi bir kaygı gözetmeden yazılmış ve bilinçli olması bence bir anlam ifade etmiyor. Her sayfayı, her cümleyi ben ne okudum ya diye tekrar ettiğim, acaba ben mi anlayamıyorum diye kendimi sorguladığım, okuyan şahısların yorumlarıyla yalnız olmadığımı farkettiğim bu kitap. Yönetmenliğine ve senaristliğine hayranım ve şairlik üzerinde çabalamadığın için kutluyorum. Sanırım şu zamana kadar en beğenmediğim kitap olarak hep hatırlayacağım.
Çok hızlı bitebilecek bir kitap fakat ben şiirleri yavaş okumayı sevenlerdenim bir de bir türlü fırsat bulamıyordum..
Her neyse alışılmışın dışında bir anlatım tarzı var, bana kalırsa bazı yerler anlaşılmıyor. Belki anlatılanla ilgili konu eksikliğinden, şairin anlaşılmak istenmemesinden ya da her iki sebepten dolayı olabileceğini düşünüyorum.
Bana göre okunabilecek ama okunsa da bir şey kaybedilmeyecek çerezlik bir şiir kitabı.
Bu arada ekstra bir bilgi daha vermiş olayım; “Bağzıları - Zaten Kırılmış Bir Kızsın” şarkısının sözleri bu şiir kitabında karışık geçiyor.
Onur Ünlü'yü, Ah Muhsin Ünlü olduğu zamanlar daha çok seviyorum. Özellikle de Resulullah ile arasındaki farkları anlatması beni çok etkiliyor ama bir romancı olarak kendisini çok beğendiğim söylenemez. Bu romanda da aynı hissi duydum.
Dünyayı sevmiyorum, hiç de sevmedim. Aslında gezegenin suçu yok, bu gezegendeki baskın ırktan nefret ediyorum. En temelinde de tecavüz sözü yatıyor bu nefretin.
Bu kitapta on iki yaşında tecavüze uğrayan ve binlerce kötülük içinde dolaşarak kendine tecavüz eden adamı arayan üstün zekalı bir çocuğun hikayesi var.
Beni çok yaraladı bu kitap.
Gidiyorum Bu*
Şiiri bazen hissettirmenin, haykırmanın, uyandırmanın bir yolu bazen de latif ve nazik bulanlardanım. Yani ya beni altüst etmeli, düşüncelerimi sarsmalı, yaralarımı kanırtmalı ya da bir esinti gibi ruhumu okşamalı..
Bu kitapta ikisini de bulamadım.
Absürtlüğü pek çok alanda başarılı bir şekilde sunabilirsiniz ama şiir bunlardan biri değil(bana göre)
Onlarca şiir içinden şiir olmaya yaklaşmış birkaç mısra var sadece.
Evet, "şiir bir mısraı için okunur"(Dücane Cündioğlu)
Evet, anlam kapalıdır kendimizde yankısını bulmak, açmak gerekir. Tabi bir anlam söz konusuysa. Lakin bu anlam sadece yazanına açıksa okuyucuda herhangi bir karşılığı yani duyuş, düşünüş uyandırmıyorsa; okuyucunun hayal gücüne, tecrübesine seslenen bir çağrışım yoksa imgelem yoksa bu ne kadar şiirdir?
Pek çok isim, olay, yer geçiyor kitapta. Şiirde anlam ilişkisi kurulamayacak şekilde satırlara serpiştirilmiş gibiler. Çok pata küte, işçiliksiz, özensiz. Ünlü, bilgi birikimini sergilediği bir tür çıkarmış ortaya ama bu türe şiir demek haksızlık olur zannımca. Herhangi bir fikrin sancısını çekmeden, imbikten damıtılmadan akılda bir tat uyandırmasını bekliyorsak hatırlayalım şuara 224-226 yı.
Tanpınar'ın şiirleri de bende bir his uyandırmamıştı lakin; inceliği, şiire yaklaşımı, titizliği dolayısıyla "belki de ben kavrayamadım, anlamak için erkendir" olarak değiştirdi bendeki izlenimini. Zira düzyazılarına o kadar hayranım ki..
Keyifli okumalar.