Bugün Deniz Kuvvetleri'nde hangi projeyi kazırsak altından Özden Örnek'in imzası çıkar. Ülkemize ve Türk milletine yaptığı katkıları için minnettarız.
MİLGEM'in öyküsü müthiş bir kitap. Yeminli tanık niteliğinde olan bu kitabı okumanızı özellikle tavsiye ederim.
Kitap özelinde çekmiş olduğumuz ilk videoyuda aşağıdaki bağlantıyı kullanarak izleyebilirsiniz.
Beğenirseniz abone olmayı unutmayın
youtu.be/a54usLRIOxQ
Milgem'in ÖyküsüÖzden Örnek · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201633 okunma
İlk roman denemesi olaj bu kitabında Mahfi Eğilmez, bir maliye müfettişinin cinayet ile içiçe geçmiş yolsuzluk soruşturmarını anlatıyor.
Devlet, siyaset, vakıflar ve aşk çemberinde geçen kueguaunu beğendim. Sıkmadan okunabilecek bir kitap . Ancak olumsuz karşıladığım ve kurgudaki bir hatayı da belirtmek istiyorum.
İlk olarak yazı boyunca T. Kurumu, Mehmet H, H. Holdingi gibi kısaltmalar inanılmaz rahatsız etti beni. Yani bunlara bir isim bulmak bu kadar zor olmasa gerek. Anladık her şey hayâl ürünü de okuyucunun gerçek ile bağ kurmasının, olası sorunlarının önüne geçmek için de bu kadar da hayalci olmamak lazım. Bir yerden sonra irite etmeye başlıyor.
Kurguda ise çok bariz bir hata var. Sigara ile ilgili kafa karışıklığı çok saçma. Basit bir tükürük testi ile DNA eşleşmesi bulunabilir ve gerekli tespitler yapılabilirdi. Kitap boyunca o mu bu mu sorularına anında cevap niteliği taşırdı bu. Bunu atlamış olmasına şaşırdım doğrusu.
Onun dışında güzel bir kitap.
80 darbesine giden süreci anlatan bu roman, Sol örgütlerin içerisine sızmış bir ülkücüyü ve onun arkasındaki devletin güçlü bir damarını, yani milltiyetçi damarı anlatıyor.
Okurken zaman zaman beni çok kızdıran ifadeler olsa da o dönemin korkularını, heyacanını, ülküsünü, devrim istediğini çok iyi anlatmış, ben de çok iyi hissettim.
Bir sağdan bir soldan kıyılan o gençlerin, yüreklerinde taşıdıkları Bağımsız Türkiye sevdasına rağmen kurulan oyunun içine nasıl çekildiğini kurgulayarak birebir yaşatmış yazar. Yakın dönem tarih romanı okumayı seviyorsanız muhakkak okuyun.
2.cildini de merak ile bekliyorum.
Uykudaydık, gaflet içindeydik. Gerçekle yalanı karıştırdılar, devletimizi yıkmak istediler. Uyanamadık. Dalalet kıyafetini isteyerek giyenler oldu. Uyanmaya gücümüz kalmadı; artık hıyanet vardı ve her tarafımızı sardı. Sustuk… Sustuklarımızdan sorumluyduk oysa! “Gaflet”, yakın zamanda çıkması planlanan “Dalalet” ve “Hatta Hıyanet” adlı üçlü serinin ilk kitabı olarak düşünüldü; okuyuculara “Korkma” demek için yazıldı. Gaflette olanlar, dalalete düşenler, hıyanete karışanlar fark edilsin diye…
Nilgün Marmara'nın "Beklentim yokmuş gibi davranıp, içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum." dediği yerden yolumuz en az bir kere geçmiştir...
Son yazımda Gara Operasyonu’nu anlatmaya çalışmış, orada verilen mücadeleyi hikâyeleştirerek şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak istemiştim. Harekât planlarının hazırlandığı, icra edecek birliklerin eğitildiği, Gölbaşı/Oğulbey’i hikâyenin başlangıcı olarak özellikle seçmiştim. Çünkü Oğulbey’deki Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın tek görevi, her türlü zorlukta mücadele edebilecek kahramanlar yetiştirmek, yurt içi ve dışında icra edilecek terörle mücadele operasyonlarına destek vermek değildi. Daha birçok görevinin olmasıyla birlikte önemli bir görevi daha vardı ki o da barış döneminde 7 coğrafi bölgeye ayrılmış yurdumuzu, 16 Seferberlik Bölge Başkanlığı ile olası işgale karşı savunmaktı. Bunu da önceden hazırlanan planlar ile yapacaktı. Bu planlarda, önceden belirlenen ve gerekli gayri nizamı harp eğitimi verilen, direnişi örgütleyecek sivillerin isimleri, bu direnişi nasıl örgütleyecekleri, saklanan silahların yerleri, hangi kara yolunun havaalanı olarak kullanılacağı ve buna benzer direniş için gerekli bilgiler yer alıyordu. Alıyordu diyorum çünkü, ne yazık ki artık 16 Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndan sadece 5’i kaldı ve onların da isimleri değiştirilerek kapsamı daraltıldı.
Devamını okumak için millidusunce.com/kozmik-albay adresini ziyaret edebilirsiniz.