Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Bir insanı hiç bir sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız, işte bu, gerçek sevgidir. _Sevgi, etkin olarak, bir başka insanın içine girmektir. Bütünleşme sayesinde, kişi hem kendini bulur, hem de karşısındakini keşfeder. Böylelikle insanı çözmüş olur. _İnsan seviyorsa iki şeyi asla yapmaz. Aldatmaz ve ağlatmaz. Çünkü aldatmak
Bugün tabiat ne kadar güzel. Kuşkusuz her gün böyle bu. Ama güzelliği görmek her zaman mümkün değil. Bakmasını bilmek gerek. Acılara, hastalığa ve yorgunluğa rağmen bakılabilir. O zaman güzelliğin içinde bütün bunlara da iyi gelen bir düşünce olduğu görülür. O "düşünce" yi bir kere ellerine geçirmiş olanlar başlarına gelen bütün sevinçlerin ve acıların külfetine daha kolay katlanabilirler: Mutluluk da tahammül ister. Onu da iyi anlamalı. Bakmasını bilmek için yapılacaklar neler olabilir: Düşünelim ki bazıları şöyle yapıyor: Güzelliği görmek için ona biraz yaklaşıyorlar. Ortalık henüz yavaş yavaş aydınlanırken uykuyu bırakıyorlar. Güneşin doğmasına henüz bir saat kadar var. Uyanıyorlar ve bununla birlikte, karanlığa rağmen, görüyorlar ki; gök açılıyor ve oradan Allah'ın yolladıkları bölük bölük yeryüzüne iniyor. Bunu görebilmek için, kim bilir kaç yıl onların uykularının üzerine güneş doğmadı. Güzellik uykuyu bırakıp bakınca görülebilir. Aksi halde baş tarafı dinlenmemiş bir masal gibi güzelliği anlamak da zor. Güneş doğduktan sonra gözlerini açanlar için geçen her dakika güzelliği anlamak için kaybedilmiş olacak. Kuşlar Horozlar Yararlı bütün yaratıklar Ve Müslümanlar herhalde bunun için daima güneş doğmadan kalkıyorlar. Allah onları güzelce uyuttu ve güzelce uyandırdı. Ve yeryüzünü geniş bir sofra gibi önlerine açtı. Fakat onlar ellerini ekmeğe uzatmadan önce yıkanıyor paklanıyorlar. Sessiz, derin ve yalvarmayla durup Allah'ı anıyorlar. İşte mescidler Evlerde seccadeler Müslümanlar ve secdeler...
Sayfa 6 - Beyan, 2015Kitabı okuyacak
Reklam
Bugün tabiat ne kadar güzel. Kuşkusuz her gün böyle bu. Ama güzelliği görmek her zaman mümkün değil. Bakmasını bilmek gerek. Acılara, hastalığa ve yorgunluğa rağmen bakılabilir. O zaman güzelliğin içinde bütün bunlara da iyi gelen bir düşünce olduğu görülür. O ‘düşünce’yi bir kere ellerine geçirmiş olanlar başlarına gelen bütün sevinçlerin ve
Sayfa 6
Bugün tabiat ne kadar güzel. Kuşkusuz her gün böyle bu. Ama güzelliği görmek her zaman mümkün değil. Bakmasını bilmek gerek. Acılara, hastalığa ve yorgunluğa rağmen bakılabilir. O zaman güzelliğin içinde bütün bunlara da iyi gelen bir "düşünce" olduğu görülür. O "düşünce"yi bir kere ellerine geçirmiş olanlar başlarına gelen bütün sevinçlerin ve acıların külfetine daha kolay katlanabilirler: Mutluluk tahammül ister. Onu da iyi anlamalı. Bakmasını bilmek için yapılacaklar neler olabilir: Düşünelim ki bazıları şöyle yapıyor: Güzelliği görmek için ona biraz yaklaşıyorlar. Ortalık henüz yavaş yavaş aydınlanırken uykuyu bırakıyorlar. Güneşin doğmasına henüz bir saat kadar var. Uyanıyorlar ve bununla birlikte, karanlığa rağmen, görüyorlar ki; gök açılıyor ve oradan Allah'ın yolladıkları bölük bölük yeryüzüne iniyor. Bunu görebilmek için, kim bilir kaç yıl onların uykularının üzerine güneş doğmadı. Güzellik uykuyu bırakıp bakınca görülebilir. Aksi halde baş tarafı dinlenmemiş bir masal gibi güzelliği anlamak da zor. Güneş doğduktan sonra gözlerini açanlar için geçen her dakika güzelliği anlamak için kaybedilmiş olacak.
Sayfa 6 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Ah, Zarifoğlu...
Acaba bugün neler olacak? Kim bilebilir. Ufuklar aydınlanıyor işte. Şehirlerden çok uzaklarda bir gelincik tarlası sabahın ilk ışıklarını karşılamaya hazırlanıyor. Güneş tam doğacakken çıkan hafif bir esintiye kadar, incecik otlar bile hiç kımıldamadan beklerler. Güneş sanki görülen bir şey değil de duyulan bir şeymiş gibi etrafı