…
ANNE:
Bir bıçakla,
ufacık bir bıçakla,
İkiyle üç arasında, kader ağlarını ördü,
iki erkek aşk uğruna birbirlerini öldürdü.
Bir bıçakla,
ufacık bir bıçakla;
avucuna sığar insanın
ne var ki şaşkın bedenin
derinliklerine batar,
ta ki düğümlenmiş titreyen
çığlığın kara köküne
rastlayıncaya kadar…
Bir bıçaktı,
Ufacık bir bıçaktı
Avucuna sığardı insanın;
Pulsuz, ırmaksız balıktı,
İkiyle ile üç arasında, kader ağlarını ördü
Ve bıçak işini gördü
İki erkek kasıldı kaldı
Dudakları sarardı.
Tanrım, ben ne yaptım?
Bu durumda benimle evlenmez.
Ona her şeyi anlatmalı mıyım?
Bu durumda bana düşman olur yapamam.
Hayatım, artık bir trajedi.
Ne yaptıysam aşkımdan.
Ama o da mutluluk getirmedi.
Ne olurdu bekleseydim?
Ne gerek vardı hızlandırmaya, zaten kaçınılmaz sonu?
Sayemde ellerim kan gördü,
Sonra kader ağlarını ördü,
Önce benliğim sonra sevgilim kayboldu.
Zavallı ustam, kendi yatağında boğuldu.
Sefil hizmetçi, hırsımın kurbanı oldu.
Ama dış görünüş yanıltıcıdır; biyokimyasal açıdan arkeler ile bakteriler arasında, işletim sistemi açısından PC'ler ile Mac'ler arasında olduğu kadar büyük fark vardır. Yeryüzünde yaşamın kabaca ilk 2,5 milyar yılı boyunca bakteriler ve arkeler büyük ölçüde ayrı bir evrimsel gelişim izlediler.
Derken kader ağlarını ördü ve bir bakteri bir arke ile birleşerek bağımsız yaşama özgürlüğünü kaybedip sonsuza dek yeni ev sahibinin içinde kısılı kaldı.
Pek çok bilim insanı ökaryotların bu şekilde ortaya çıktığını düşünüyor.
İşte bizim yaratılış öykümüz: Yaşamın gelmiş geçmiş simbiyozların en büyüğünde, iki ana alanın birleşerek bir üçüncüsünü yaratması.
Arke, ökaryot hücrenin ana gövdesini oluştururken bakteri zamanla mitokondriye dönüşmüştür.
Yunan mitolojisinde Moirai...olarak bilinen bu tanrıçalar, yazgının vücuda gelmiş halleridir. Bu üç ölümsüz kız kardeş, yazgıya (yaşama, yaşam süresine ve ölüme) tek bir güç olarak karar verir. Klotho (döndüren), elindeki öreke ile yaşam ağını, merdanesi üzerine örer ("Kaderin ağlarını örmesi" deyimi buradan gelir) yani yaşam ipliğini eğirir; Lakhesis (bölüştüren), iplikleri ip haline getirir yani yaşam ipini büker ve her bir yaşamın ne kadar süreceğini elindeki değnekle ölçerek belirler; Atropos (kaçınılmaz olan), bireyin tam olarak nasıl öleceğine karar verir ve zamanı geldiğinde makasıyla yaşam ipini keser. Sonuç olarak geçmişin, şimdinin ve geleceğin kontrolü onların elindedir.