Kurgu ve olgu arasındaki inanç ve kuşku dengesi
Hume’un ve Nietzsche’nin de bana göre büyük ölçüde ortaya koyduğu gibi, insanın korkuları, endişeleri veya kendini güvende hissetme ihtiyacı, kendi varlığını devam ettirme arzusu veya güç istenci gibi çeşitli nedenlerden ötürü, insanlar bu kurguyu olgu zannediyorlar. Yani öyle işlerine geliyor. Mesela en basitinden, ölüm korkusu ve endişesi
128 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
60 günde okudu
Arayış
Daha evvel, Tanrı var mıdır ve David hume kitaplarını okuduğum hocamızın bu romanını sabırla bitirdim. Anlatım dili elbette bir Orhan Kemal değil. Kurgu ise kitabı bitirmenize yardımcı oluyor. Üniversite de mutsuz bir hocanın anlam arayışını konu ettiği örgüde Yaşat adlı öğretmenin mutluluğun ve özüne dönmenin aşamalarını görüyoruz. Önce bar sahibi Serra, sevgilisi İlayda ve köylü kızıyla olan gönül ilişkileri ve köye evine yerleşmesiyle başka bir dünyaya geçiyoruz. Gülbahar ile olan duygusal travmaları bir kenara bırakıp yılmaz kaptan ile adada geçirdiği birgünden sonra eve dönüşü sürükleyici bir okuma sunuyor. Anlatımı bir kenara bırakırsak okunmaya değer.
Karanlıktan Yağan Kar
Karanlıktan Yağan KarÖrsan K. Öymen · Destek Yayınları · 201914 okunma
Reklam
Eski Roma boş inancı, nehir yataklarını değiştirmenin ya da doğanın hakkını işgal etmenin dinsizlik olduğunu söyler.
Sayfa 262Kitabı okudu
Hüzün ve gönül kırıklığı içindeyken ise görünmez dünyanın dehşetlerini kara kara düşünmek ve kendisini daha derin üzüntülere da aldırmaktan başka yapacağı bir şey yoktur.
Var olan her şeyin varlığının bir nedeni olması gerekir. Bir şey kendi kendisinin nedeni olmaz kendi kendisini yaratamaz.
Diyanet İşleri Başkanlığı: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlığı, genel sanının aksine, laiklik ilkesine aykırı değildir. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı, dinin devlet işlerine müdahale etmesi için değil, devletin din işlerini koordine etmesi amacıyla kurulmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, camiler, müftüler, imamlar, mezarlıklar, cenazeler ile ilgili işlemlerin özel sektöre ve/veya özel cemaatlere ve tarikatlara terk edilmesi yerine, devlet tarafından koordine edilmesi için kurulmuş bir kurumdur. Diyanet İşleri Başkanlığı’na 1950’den itibaren karşıdevrimci laiklik karşıtı kadroların yerleşmiş olması, ayrıca bu kurumun sadece Sünni mezhebine hizmet vermesi ve Alevi mezhebini dışlaması, laiklik ilkesine aykırıdır. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanlış uygulamalarından bağımsız bağlamda bir kurum olarak varlığı, laiklik ilkesine aykırı değildir. Çünkü yukarıda da ifade edildiği gibi, laiklik tanımındaki “din ve devlet işlerinin ayrılması” ilkesindeki “ayrılması” sözcüğü, devletin din işlerini koordine etmemesi bağlamında değil, dinin devlet işlerine karışmaması ve müdahale etmemesi anlamında kullanılmaktadır.
Reklam
233 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.