Oktay Sinanoglu
Eğitimin amacı, insanı, hem kendisi, hem de toplumu için değer yaratacak düzeye getirmek olmalı. Eğitimin ikinci gayesi ise, bir ulusun geçmişi ile geleceği arasında köprü kurmaktır. Yoksa onu kimliksiz, kişiliksiz, bilinçsiz, ve darmadağın, ortak bir değerler dizgesinden yoksun bir kuru kalabalığa dönüştürür, değil mi ya? Örneğin bizim en az on bin yıllık, yalnız siyasi değil, uygarlıklar yaratmış ve Batı’ya defalarca götürmüş bir tarihimiz var. [“On bin ve daha da eskisi için, meraklısına, Kâzım Mirşan’ın buluşlarını açıklayan, Kaynak Yayınları’ndan Halûk Tarcan’ın “Ön-Türk Tarihi” kitabı önerilir].
Eşler arasında ortak değerler ne kadar fazla olursa paylaşım da o kadar sağlıklı olur --
Nevzat Tarhan
Nevzat Tarhan
Reklam
Tağutu inkâr Allah'a İman Etmek imanın ilk Şartıdır.
 لَٓا اِكْرَاهَ فِي الدّ۪ينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّۚ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللّٰهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰىۗ لَا انْفِصَامَ لَهَاۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ Dinde zorlama yoktur. Rüşd/Hak, batıldan (kesin bir biçimde) ayrılmıştır. Her kim (reddetmek, tekfir etmek, teberrî etmek suretiyle)
Bir dostumuz dini tanımları felsefe ve inançlar üstü yapmak dini alandaki kargaşayı ve dini sahadaki bu daralmayı önler yorumunda bulundu. Var olsun! Kanaatimize göre bu durumda da dini sahanın tekelleşmesi söz konusu olacak ve dolayısıyla bu da totalitarizme götürecektir. Burada yapılması gereken eğitim sürecinde her şeyden önce insani değerleri vermek; hak, hakikat ve hukuk bilinci oluşturmak. Ondan sonra zaten İslami değerleri önemsiyorsa kabul eder. Bununla da İslamist anlayışı kastetmiyorum, yani dinin Allah'a has kılındığı durumu kastediyorum. Bu yapılabilirse, farklı anlayışların bir arada yaşama imkanı oluşur, farklılıklara saygı duyulur, ortak insani değerler alanında buluşulur; mezhep, nesep ve cinsiyet ayrımcılığına dayalı bir dil geride kalır. Ancak pek çok yapı, kendisinin indi olarak anladığı yorumu, gelenekleri, atalar kültünü, Arap Bedevi anlayışını İslamin asli yorumu olarak görmesi sebebiyle, bu anlayışı toplumun belli kesimlerine giydirmeye çalışıyor, bu elbise de topluma dar geliyor... Netice itibariyle toplumsal sahada değerler alanında bir savrulma gözle görülür bir şekilde artıyor. Olması gereken herkesin değer ve düşünce dünyasına saygı göstermektir. Ancak değer ve düşünce dünyası savrularak ve tepkisel şekilde oluşursa, sonuçları ağır olur; onun için değerler alanının damıtılarak, hayatı anlayarak ve kavrayarak oluşması gerekir. Sağlıklı ve sağlam temeller üzerinde bir değerler alanı ve toplumsal tasavvur üretebilmenin imkanına dair tecrübeler, İslam Felsefesinde ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde var, ama kitlelerin hararetini ancak ateşli söylemler söndürüyor... Aygün Akyol
Edebi Fikir Sayfasi
15 Maddede Yahya Kemal  1. Ahmet Agâh, Osmanlı İmparatorluğu içerisinde bulunan Üsküp’teki İshakiye Mahallesi Gazi İshak Bey Camii yanında bulunan büyükannesi Âdile Hanım’ın evinde dünyaya gelmiştir. Tarih, 2 Aralık 1984. Rumeli beylerinden Şehsuvar Paşa’ya dayanan soyu nedeniyle daha sonra “Beyatlı” soyadını kullanmıştır. 2. Gençliğinde birçok
"İnsanlığın ortak değerleri zannedildiği gibi din, dil, ırk, bayrak gibi kavramlar değil, acı, keder, sevinç, aşk gibi kavramlardır." Krzysztof Kieslowski
Reklam
707 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.