مَنْ صَامَ رَمَضَانَ وَأَتْبَعَهُ سِرًّا مِنْ شَوَّالٍ فَكَأَنَّمَا
صَامَ الدَّهْرَ كُلَّهُ
"Şevval ayında kim altı gün oruç tutarsa bütün sene hep oruç tutmuş gibi olur."
Şöyle izah ediyorlar ki Ramazan otuz gün; sevabı bire on olduğuna göre, üç yüz gün. Altı da buradan, o da altmış gün. Sanki üç yüz altmış gün, bütün sene oruçluymuş gibi insan ecir kazanıyor!
"İnsan deli değilse ve öyle görünmeye cesaret edemiyorsa, kendini nasıl deli yapar?"
... Kızılderililerde büyücü, ortaçağ Hıristiyanlarında aziz, Grönlandlılarda Angekok, Brezilyalılarda Paye olmak için hazırlanan reçeteler temelde birbirinden farklı değildir: Anlamsız şekilde oruç tutmak, cinsel ilişkiden hep uzak durmak, çöle gitmek veya bir dağa veya bir sütuna tırmanmak veya "gölü gören kocamış bir söğüdün üzerine oturmak" ve kendinden geçme veya zihinsel karışıklığı beraberinde getirecek hiçbir şey düşünmemek.
Bir bebeği havaya attığınızda, bebek gülümser. Çünkü onu yakalayacağınızı ve bırakmayacağınızı bilir. Size güvenenler de sizden herhangi bir kötülük gelmeyeceğini bilir; lütfen kimsenin size olan güvenini yıkmayın!
one girl
one boy
some grief
some joy-
memories are made of these
Teny Gilkyson/Frank Miller
(Dean Martin)
bir kız
bir oğlan
biraz keder
biraz neşe-
bunlardan yapılır anılar
Geceleri ise, acımasız ve katı
Gözlerini dikince yüksek yıldızlar döşeğime,
Üşüyerek büzülürüm ve görürüm dehşetle,
Kendi yüreğim kendime nasıl yabancı.