Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bu izahattan kolayca anlaşılacağı veçhile Türkiye tarım politikasında halkın beslenmesinde birinci derecede önemi olan buğday üretimi dışardan ithal pahasına geri plana itilmiş ve bunun yerine kazanç ve döviz sağlama maksadı ile tütün, pamuk ve benzeri endüstriyel bitkilere bir öncelik tanınmıştır. Endüstriyel bitkileri daha çok ileri Avrupa ve Amerika pazarlarına satmak ve bu pazarları avucu içinde tutanların fiyat politikalarına uymak durumunda bulunan Türkiye’nin umduğu kazancı sağlayamadığı ve geçen yıl, pancar, fındık ve tütün alımları dolayısıyla ortaya çıkan ortam henüz hatırlardadır. Buna karşılık artık ekmeğimiz başkasının eline geçmiş ve Türkiye temel ihtiyacı bakımından kıskıvrak bağlanmış bulunuyor. Şu veya bu sebeple Türkiye’ye buğday verilmediği veya bu buğday için soya yağında yapıldığı gibi dolar talep edildiği takdirde büyük sıkıntıların ortaya çıkacağı ve Türk halkının ihraç edemediği tütün ile pamuğu yemek suretiyle karnını doyuramayacağı da bilinmekte ve bu güç şartların değiştirilmesi hayli güç bir iş haline gelmiş bulunmaktadır. "
Sayfa 31 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
"Bütün ileri memleketlerde hükümetler halk tabakalarına ve bilhassa çalışan gruplarla genç kuşaklara bol protein ve yeter miktarda tahıl yedirmek için planlı gayretler sarf etmiş ve bunda başarıya ulaşmış bulunuyorlar. Vaktiyle çok tahıl ve az etle beslenen toplumların, sarf edilen devamlı çabanın bir sonucu olarak bugün az tahıl ve çok et ortamına kavuştuklarını görüyoruz. Almanya’da 1800 yılında yaşayan bir insan yılda 300 kilo ekmek ve 13 kilo etle beslenirken, 1950 yılında yıllık ekmek miktarı 100 kiloya kadar düşürülmüş ve fakat et miktarı 13 kilodan 50 kiloya kadar çıkarılmıştır."
Sayfa 27 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
Reklam
"Bilinçli olmak ve yönetici kadrolara bilinçli kişileri getirerek, demokratik düzen içinde değer taşıyan baskı gruplarını çağımızın sorunları üzerinde aydınlatmak kurtuluşun tek çaresi olacaktır."
Sayfa 17 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
"Yiyecek maddesini bir araç gibi kullanarak, Batılı ekonomi düzeni içinde bilinçlenmiş toplumları sömürme Amerika’nın tekeli altında bir metot değildir. Bu usuller daha önceleri İngilizler, Almanlar ve Fransızlar tarafından başta Hindistan olmak üzere birçok toplum üzerinde denenmiş ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Bugün Birleşik Amerika’nın metotlarını daha da geliştirdiğini ve dost olarak girdiği ülkelerde yardım misyonları ve uzmanlar yardımı ile sermayeyi ve gıda maddelerini kullanarak amaçlarına kolayca ulaştığını görüyoruz."
Sayfa 16 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
"Gıda Emperyalizmi" adlı kitabından...
"Günümüzde (Soğuk Savaş) bir toplumu uysallaştırmak, yönetmek, entelektüel kapasitesini azaltmak, az düşünen bireylerden oluşan bir toplum yaratmak için top ve tüfek gerekli değildir. Bunu beslenme politikalarını ele geçirerek sulh içinde ve minnet duyguları ile başarabilirsiniz. Amerikan emperyalizminin yaptığı budur." Osman Nuri KOÇTÜRK
Sayfa 307
"Amerikalılar Türk toplumuna yardım etmenin öğüncü içinde bir dost ve bir kahraman gibi içimize sokuldu. Yönetimin bütün kademelerine ve üniversitelere sızdılar." Osman Nuri KOÇTÜRK
Sayfa 305
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kendi halkını beslenemeyen toplumlar, başkalarını beslemeye mahkumdur... 1966 yılında basılmasına rağmen ülkemizin tarım sektörü üzerinde küresel güçlerin oynadığı oyunların değişmediğinin metinleşmiş abidesi. Kendine kendine yeter bir ülke ilken nasıl samanı dahi ithal eder hale geldiğimizin tarihi... Koronavirüs karantinası nedeniyle dünyanın kan dolaşımının durduğu şu günlerde umarım kendi kendine yetebilen bir ülke olmanın ne kadar kıymetli olduğunu anlar, bu zamana kadar hor kullandığımız verimli toprakların, ihmal ettiğimiz tarım ve hayvancılık politikalarının ülkemizin kalkınamamasındaki birinci neden olduğun farkına varır ve hatalarımızdan ders çıkartırız. Meslektaşımın kalemine sağlık, keyifli okumalar dilerim.
Yeni Sömürgecilik Açısından Gıda Emperyalizmi
Yeni Sömürgecilik Açısından Gıda EmperyalizmiOsman Nuri Koçtürk · Alaca Yayınları · 201952 okunma
Geri kalmış bir toplum olan Türkiye’mizde bütün bu operasyonlar yakın geçmişte uygulanmış ve yerel kaynaklar kurutulurken Türkiye’nin hiç muhtaç olmadığı bazı ürünleri Türkiye’ye satmak mümkün olmuştur. Bilindiği gibi on yıl önce diğer ülkelere buğday ihraç eden Türkiye’miz bugün dünyanın en çok buğday ithal eden ülkelerinden biri haline gelmiş
Et, süt, yumurta ve balık gibi hayvansal yiyeceklerin beslenmedeki avantajlı yerini bilen ileri ülkeler, ürettikleri tahılların büyük bir kısmını hayvanlarına yem olarak yedirmekte ve küçük kayıplarla ere, süte, yumurtaya çevirmektedirler. Yem olarak da kullanmadıkları veya teknik güçlükler dolayısıyla yem olarak kullanılamayan üretim fazlalarının
457 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.