Roman yazarı, anlattığı olayları zihninde yaşatabilecek ve hem sosyolojik hem psikolojik olarak anlayabilecek güçte olduğu kadar, bu olaylardan objektif olarak da sonuçlar çıkarabilmelidir.
Bizde kendini “ilerici” gören, karşısındakinin yazılarını okumaz, buna mukabil “gerici” olarak isimlendirilenler ise hasımlarını yokmuşçasına yererler. Hâlbuki bizim gibi değişmekte olan bir toplum içinde yetişen edebiyatçının, her düşünce akımının köklerini ve nedenlerini incelemesi ve ona göre hüküm vermesi gerekmektedir. Tabii ki her düşünürün tuttuğu bir görüş olacaktır ve onu savunacaktır. Ama savunurken karşı tarafın da görüşlerini göz önünde tutarak düşüncelerini ona göre şekillendirmesi gerekir.
Reklam
"Türk yazarlarının çoğu, özellikle köy enstitüsünde yetişmiş olanlar, Türk köylüsünü ilerlemekten alıkoyan gericilikle savaşırlar; bâtıl inançlara, kaderciliğe yol açan bilgisizliğe karşı koyarlar."
Sayfa 119Kitabı okudu
Karşıdakinin düşüncelerini kabul etmeden dinlemek ve onların içinde bir gerçek payı olup olmadığını araştırmak insanın bizzat kendi fikirlerine olan itimadını arttırır, savunmasını kolaylaştırır.
Sayfa 79 - Timaş Yayınları
Edebiyatımızda kadın hâlen ikinci sınıf bir insan durumundadır. Onun erkek ayarında ve erkeğe eşit olarak hayata katıldığını görmüyoruz. Bunun için de edebiyatımızda, ancak eşit insanlar arasından doğabilecek olgun bir sevgi hikâyesini okuyamıyoruz. Aşk romanlarında kadına verilen başkahraman rolü, onun romantik fonksiyonunu belirtmek içindir. O, halen hislere hitap etmek ve erkeği harekete geçirmek için yaratılmış gözükür. Erkeğin hayatını tamamlayan küçük bir vasıtadır. Yoksa kendi başına bir varlık göstererek hayatın gidişini değiştirecek, bu arada erkeğe de etki yapacak bir kabiliyette değildir. Gerçek hayatta ise bazı çevrelerde, kadının, hayatın zoru ile erkek kadar kabiliyetli olduğunu ispat ederek, onun kadar sorumluluk yüklendiğini görüyoruz. Kendi hayatını ve kurduğu aileyi serbest iradesiyle tayin edebilmektedir.
"Daha açık bir ifade ile romanın gelişmesi sanayileşme, şehirleşme yani pazar ekonomisinin evrimine bağlıdır. Roman orta sınıfların yarattığı ve onların dünyasının sorunlarını, değerlerini, insan ve dünya felsefesini ifade eden bir yazı türüdür."
Reklam
87 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.