Yazarı ya da kitabı eleştirmeyi hadim değil . Evet bazı kısımlar ilgimi çekmedi ,bazı şiirleri çok sevdim ve kitap böylelikle bitti. Kitabı okumak 2saatimi alırken kitap hakkında araştırma yapmam daha uzun sürdü ve aldığım tat anlatamayacağım kadar fazlaydı. Şimdi öğrendiğim şeyleri sizlere dilim döndükçe ve edindiğim bilgiler ışığında aktarmak
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Bir şiir kitabına dair nasıl inceleme yapılır hiçbir fikrim yok. Ancak Ahmed Arif'e dair söyleyeceklerim var.
Refik Durbaş'ın anılarından derlenen bir bölüm;
''Ahmed Arif günün birinde Ankara'da polisler tarafından yakalanır.Hakim karşısına çıkarılmak için Istanbul'a götürülmesi gerekmektedir.Zor zamanlardır.Şair,
"Şair Ahmet Arife ilham olan "33 Kurşun" olayı. Otuzüç günahsız Kürt, yakala ve öldür emri ile şehit edilmişti. Ne var ki, emri veren Muğlalı Paşa ve piyonları da idama mahkum oldular."
Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van'da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firari guvercinler su başlarında
Ve karaca sürüsü,
Keklik takımı...
Yiğitlik inkar gelinmez
Tek'e - tek doğüşte yenilmediler
Bin yıllardan bu yan, bura uşağı
Gel haberi nerden verek
Turna sürüsü değil bu
Gökte yıldız burcu değil
Otuzüç kurşunlu yürek
Otuzuç kan pınarı
Akmaz,
Göl olmuş bu dağda...
Ahmed Arif
Tarih yaşıyor. Tarih bizim görmediğimiz, göremediğimiz ya da görmek istemediğimiz yerlerde; yüreklerde, bilinçlerde, ağıtlarda, şarkılarda, deyişlerde yaşıyor.
MERHABA KİTAPPERESTLER✿
Hem memleket sevdasının hem aşkın hem de prangaları eksitecek kadar hasretin şairi... Onun şiirleri sanki anonim şarkılar gibi dillerde. Seni, seni anlatabilmek seni... Evet kendi dizelerinle seni anlatabilmek belki de en zoruydu, gerçek adı Ahmet Önal...
16-17 yaşlarında başlamıştı şiir yazmalara ama bugün o şiirlerin hiçbiri yok. Her biri bir kızda kaldı ya da poliste.
Ahmed Arif "Geri alamadım hiçbirinden, o şiirler çocukluğumun olmayan fotoğraflarıydı" diyordu.
Otuzüç Kurşun şiirini yazdığında liseyi daha yeni bitirmişti. Bu şiir aslında bir katliama verilen tepkinin destanıydı. Şiirini ünlü sanatçı Zülfü Livaneli besteleyip söylemiştir. Fikret Kızılok' da söylemişti Ahmed Arif'in "Yüreğim dolarak yazdığım 33 Kurşun'u" dediği şiirini.
Bir halk zorla çıkarılırken evlerinden, gidecek yerleri yokken.Hani çocukların oyun oynama hakları ellerinden alınırken, bir daha o oynadıkları yerlere hiç gelemeyecekleri için ağlamışlarken. Umutsuzluğu zorla içlerine işlemişlerken işte o vakit sen seslendin sessizliklerden "UMUTSUZLUK YASAK!" Bir Devrimci için umutsuzluk duygusu yasaktı, çünkü insanlığın yarını umuduydu. Bir şair devrimciyse elbetteki yaşadıklarını kaleme alırdı, sadece kendinin değil halkın acılarını, ağıtlarını şiirleriyle harmanlar, geçmişin karanlığına, geleceğin aydınlık sonsuzluğuna uzanan halkın sesi olur. Sen ki umutsuzluğa ramak kalmış insanların yankılı umut sesi oldun. "Ve terketmedi sevdan bizi." Anlatamadıysak seni sana layık, affedesin bizi.
Bu dağ Mengene dağıdır
Tan yeri atanda Van’da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanım seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firarî güvercinler su başlarında
Ve Karaca sürüsü,
Keklik takımı...
Yiğitlik inkâr gelinmez
Tek’e _tek döğüşte yenilmediler
Bin yıllardan bu yan, bura uşağı
Gel haberi nerden verek
Turna sürüsü değil bu
Gökte yıldız burcu değil
Otuzüç kurşunlu yürek
Otuzüç kan pınarı
Akmaz,
Göl olmuş bu dağda...