Bunların hepsi kabalığı efelik sanırlar, hiçbir şey bilmedikleri gibi sevgi denen kutsal duygulardan da habersizdir yaşarlar.
Eskiden erkekler yerine göre ölmesini de bilirlerdi, sevmesini de..
Bu derin perişanlık içinde, acılar okyanusu ortasında ,azıcık kumluk bulmuştum da oraya ayaklarımı basmıştım
Bakma onun böyle neşeli ve cafcaflı göründüğüne. O maske sıyrıldığı zaman ortaya ruhsuz bir iskelet çıkacak. İnan bana.
Bazı kadınlar vardır,
Tabiri caiz ise;
Üzerinden kırk katırla da geçsen, kırk satırla da kessen, sevmekten yana;
iflah olmazlar..
Sevilmedikce; daha da çok sevmistir o kadınlar... Küçükken bir kez saçları okşanmamıştır fakat; gözlerinizin içine inatla,, bakarlar, aşkla bakarlar..
Bir kez ne istediği sorulmamıştır yine de; en çok sizin ne
istediginiz ile alakadar olurlar.. Küçücük çocukken tanışmıştır
kuyuda ışık olurlar...
çoğu; kendi karanlığıyla, ama; size düştüğünüz her 20,6 bin
Sesleri gür çıkar alabildiğince; çünkü susmaktan, susturulmaktan hoşlanmazlar
Ve o kadınlar bir gün susarlarsa hayatınız kararır.
Bazı kadınlar hiç 18 yaşında olmamıştır; hep otuzunda sırtlarında türlü türlü Gamzelerinin çukurlarında hayaller, bir görseniz. !
Bir görseniz..!
Ahh bir güldürseniz..! Göreceksiniz.
Kaç numara ayakkabı, kaç beden elbise giydiğini bilmeyen; kadınlar vardır. Çünkü birilerinin eskileri; onların yenilerini,
hep satın almıştır...
Yürüyüşleri duruşları gülüşleri bakışları başkadır.. Bazı kadınlar vardır; yarımdır tepeden tırnağa...
Yaralıdır..!!
Mutluluğu tanıyıp da ölmek! A, evet!
İnsan dertlerden arındığı gibi sıkıntıları da unutur.
ya kendisi acısını yer bitirirdi ya acısı onu; ya kendisi ölürdü ya da içindeki bir şey, belki de vicdanı.