İnsan eğer konuşursa en sıradan sözcüğün bile karşı konulmaz bir gücü olur. O anlarda seste, bakışta kızıllık olmaz mı? Gök içimizde değil midir, ya da biz gökteymişiz gibi görünmez mi?
Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neş'emiz sıcak!
kan kadar sıcak,
delikanlıların rüyalarında yanan
o《an》
kadar sıcak!
Ey! Benim aşka doymayan Nâzım'ım. Vatan sevgisiyle yanıp tutuşan delikanlım. Ne acıdır ki daha otuzunda asılmanı istediler. Kırk sekizinde ise Barış madalyasını sana verdiler. Adaleti olmayan bu koca dünyada bir kuşun özgürlüğünü istercesine debelenen Üstadım.
Özlenildin. Özlenildin. Özlenildin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
"Henüz Vakit Varken Gülüm" benim enlerim arasında umarım kitabı okuyan diğer okurlar içinde böyle olur :) Baş ucununuzda bulundurmanız dileğiyle :)
Bazı kadınlar vardır,
Tabiri caiz ise;
üzerinden kırk katırla da geçsen, kırk satırla da kessen, sevmekten yana;
iflah olmazlar..
Sevilmedikçe; daha da çok sevmiştir o kadınlar...
Küçükken bir kez saçları okşanmamıştır fakat; gözlerinizin içine inatla, bakarlar, aşkla bakarlar...
Bir kez ne istediği sorulmamıştır yine de; en çok sizin ne istediğiniz ile alâkadar olurlar..
Küçücük çocukken tanışmıştır çoğu;
kendi karanlığıyla ama size düştüğünüz her kuyuda ışık olurlar...
Sesleri gür çıkar alabildiğince;
çünkü susmaktan, susturulmaktan hoşlanmazlar..
Ve o kadınlar, bir gün susarlarsa;
hayatınız kararır...
Bazı kadınlar vardır hiç 18 yaşında olmamış;
hep otuzunda sırtlarında türlü türlü yükler,
gamzelerinin çukurlarında hayaller,
Bir görseniz..!
Ahh bir güldürseniz..! göreceksiniz.
Kaç numara ayakkabı, kaç beden elbise giydiğini bilmeyen; kadınlar vardır..
Çünkü birilerinin eskileri; onların yenilerini, hep satın almıştır..
Yürüyüşleri duruşları gülüşleri bakışları başkadır..
Bazı kadınlar vardır;
Yarımdır
Tepeden tırnağa;
Yaralıdır... !!!