Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

selen

selen
@ownschae
Demek yaşamak istediğim tek yer olan o hafızadan şimdiden silindim!
Sayfa 67
Reklam
Korkulacak bir şey olmadığını, acı çekilmediğini, sakin bir ölüm olduğunu, ölümün böylece kolaylaştırıldığını söylüyorlar. Hey! Peki altı haftalık bu can çekişmeye, gün boyunca süren bu iniltiye ne demeli? Çok yavaş ve çok hızlı geçen o telafisi imkansız son günün endişelerine ne demeli? Giyotin sehpasına çıkan o ıstırap merdivenine ne demeli? Onlara göre bunlar acı çekmek anlamına gelmiyor. Bunlar kanın damla damla tükendiği, zihnin düşünceden düşünceye sönüp gittiği aynı çırpınışlar değil mi? Üstelik acı çekilmediğinden eminler mi? Bunu onlara kim söyledi? Kesik bir başın sepetten kanlar içinde çıkıp halka: Acı hissedilmiyor! dediğini duyan oldu mu? Yanlarına gelip: Güzel bir icat. Ona özen gösterin. Çok iyi bir düzenek diye teşekkür eden ölüler oldu mu? Asla! bir dakika, hatta bir saniye geçmeden her şey bitiyor. Bir an için bile olsa kendilerini giyotin sehpasına çıktığında ağır bıçağın etini ısırdığı, sinirlerini kopardığı, omurgasını parçaladığı birinin yerine koydular mı? Ama nedir ki? Yarım saniye! Acı yok olup gidiyor… Dehşet verici!
Sayfa 61
insanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar.
Sayfa 7

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?”
Sayfa 49 - türkiye iş bankası kültür yayınları
“Neyi bekleyeceğiz Zezé?” “Gökyüzünden güzel bir bulutun geçmesini.”
Sayfa 72 - can yayınevi
Reklam
“Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur.”
Sayfa 52 - can yayınevi
“Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve üzgün kişiler.”
Sayfa 51 - can yayınevi
“Nen var Zezé?” “Hiç şarkı söylüyordum.” “Şarkı mı söylüyordun?” “Evet.” “Öyleyse ben sağır olmalıyım.” İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
Sayfa 13 - can yayınları
“İnsan ruhu gizli dehlizlerde yaşar, kırılırsa da bu sessiz sedasız olurdu. Kırıklar, ancak iş işten geçtikten sonra gözle görülebilirdi.”
Sayfa 287 - pegasus
“Deli olmak, düşüncelerini iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun.”
Sayfa 66 - can yayınevi
Reklam
“Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. Şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. Yani başkalarından farklı olanlar.”
Sayfa 41 - can yayınevi
“Ben deli değilim ki.” Kadın güldü. “Hepsi öyle der.”
Sayfa 39 - can yayınevi
Veronika, “Nasıl olduğumu zaten biliyorum,” dedi. “Ve gövdemde sizin gördüğünüz değişikliklerle hiç ilgisi yok olanların. Olan her şey ruhumda oluyor.”
Sayfa 33 - can yayınevi
Kadın iç geçirdi. “Sana bir şey söyleyeyim mi? İnsan kendinden nefret edebilen tek canlıdır.” “Kendinden nefret mi ediyorsun?” “Evet.” “Neden?” “Böyle biri olduğum için,” diye fısıldadı kadın.
Sayfa 208 - pegasus
“Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı? Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamında anlamın hepten yok olduğunu.”
Sayfa 25 - can yayınevi
“Tanrı varsa bu dünyayı erkenden terk etmeyi seçen yaratıklara karşı cömert davranacaktır, hatta bizi burada vakit harcamaya zorladığı için özür bile dileyebilir.”
Sayfa 19 - can yayınevi