Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Ben kulum hakkımda zan beslerse ona öyle muamele ederim. Eğer hakkımda iyi zan beslerse iyilik görür, kötü zan beslerse kötülük görür." /Taberani, Elbani bu hadisin sahih olduğunu belirtmiştir. Sahihu'l-Cami', Hadis no: 1905. Peygamber ( sallallahu aleyhi ve sellem) başka bir hadisinde şöyle buyurmuştur:" Hepiniz mutlaka Allah'a karşı husnü zan besleyerek canınızı teslim edin!" /Muslim, "Sıfatu'l-cenne" 209. Allah subhânehu ve teâlâ ise bir ayetinde şöyle buyurmuştur: "Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz." (Fussilet, 23) Kulun daima Rabbine karşı iyi zan beslemesi gerekir. Çünkü Allah Teâlâ her türlü güzele herkesten daha layıktır. Enes (radıyallahu anh)'tan şöyle nakledilmiştir:" Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ölmek üzere olan bir delikanlıyı ziyarete gitti. Ona' Nasıl hissediyorsu?' diye sordu. Delikanlı 'Allah'ı istiyor ve günahlarımdan korkuyorum.' diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bu iki düşünce böylesi bir konumda olan bir kulun kalbinde bulunursa Allah Teâlâ mutlaka ona istediğini verir ve korktuğundan onu emin hale getirir." / İbn Mace, "Zühd", 4261. Sahihtir.
Herşeyin adını değiştirdiniz..
Öyle ki; bir çok nassa dayanarak hükmün sadece Allah'a ait olduğunu bile ehven-i şer diyip tevil ederek kulu namzettiniz. Ama sadece cehennem/sakar adını değiştiremediniz! “Sizin O’nu bırakıp da ibadet ettikleriniz, ancak sizin ve babalarınızın koyduğu, Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği birtakım isimlerdir. Hüküm yalnızca Allahındır O, kendisinden başkasına kulluk/ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”(12/Yûsuf 40)
Reklam
Nefesimi kesen yorgunluklarım var ve geriye baktığımda affı mümkün olmayan kırgınlıklarım... Mutsuzum desem şükrüm incinir, mutluyum desem yüreğim... Öyle işte.
Öyle bir yerdeyim ki; Ne gitmesi mümkün, Ne kalması mümkün olan, Öylece bir yerdeyim işte. Vazgeçmekle direnmek arasında, Akla karanın tam ortasındayım. Kaybetmenin arifesinde, Yeni bir hayatın eşiğindeyim. Kalsam canım yanacak, Gitsem hayatım.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
#Zeo
Daldırdım elimi denize Avucumda bir balık Çırpınıyor çırpınıyor Nasıl da rahatlıyor insan Bir şeyi başardığımdan değil Rahatlıyor işte Şöyle bir tepelere çıkıp Püfür püfür esen rüzgara karşı Dursam dikilsem kollarımı açarak Yüreğimdeki acılar söküp atılacak gibi Rahatlayacakmışım gibi Öyle işte Zeo
Egodan değil :)))
Arkadaşlar
bidünyakitapgrubu
bidünyakitapgrubu
nun instagram hesabında benim fotomunda olmasının nedeni egom değil. Bunu bilmeyip de diyen çok üye oldu. İnstagram uygulaması kendi foton logoda olmayınca ve tam isim yazmayınca mavi tik vermiyor. Denedik her türlü olmadı. İlk başta grubun logosu vardı. Düşündüğünüz gibi öyle egolu biri değilim yani. 27 tane yöneticim var ve ortaklaşa kararlarla yürütülen bir yapıyız. Egolu olmam daha cazip görünüyor belki, konusu oluyor ama cidden öyle değil üzgünüm. Tamamen instagramın kendi işleyişi ve kuralları. Tam adımı da yazmak istemezdim hatta ama işte kurallar. Bilginiz ola. :)))
Reklam
Filistin Direnişinin Unutulmaz Sesi:Amerikalı Aktivist Rachel Corrie
Corrie, özellikle işgalin orantısız gücü ortasında kalan Filistinli çocukları gördükçe birçok defa işgal askerleri ile Filistinliler arasında kendisini bedenen siper etmişti. Filistin’de kaldığı süreçte ailesine gönderdiği mektuplardan bir tanesinde taşıdığı bu derdini şöyle yazmıştı; “Dün iki küçük çocuğun ellerinden tutmuş olarak tankların ve bir nişancı kulesinin, buldozerlerin ve jiplerin önünde evini terk eden bir babayı seyrettim. Hepsinin birden vurulacaklarından endişe ettiğim için tankla onların arasında durdum. Bu her gün oluyor, ancak bu babanın iki çocuğuyla öyle aşırı üzgün bir halde yürüyüp çıkışları beni çok etkiledi… Bu durmalı. Hepimizin her şeyi bırakıp hayatlarımızı bunu durdurmaya adamamızın iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Dünyaya geldiğimde istediğim şey bu değildi asla. Capital Gölü’ne bakıp ‘işte büyük dünya bu ve ben onun bir parçası olacağım’ dediğimde bunu kastetmemiştim. Ben içinde hiçbir çaba göstermeksizin müreffeh bir hayat yaşayıp bir soykırım parçası olduğumun farkına bile varmadan çıkıp gideceğim bir hayata gelmedim...”
Kılavuzumuz elimizde mi? ***
Günlük kendimize göre belirli bir dozda Kuran-ı Kerim’den pay almadığımız, O’nunla Hasbihal etmediğimiz her yirmi dört saat, koskocaman bir YAZIK olarak geçecektir. Rabbim kendimize YAZIK etmemeyi, her geçen gün; bizim nefsimize değil, nefsimizin bize itaat ettiği makam için cihatta bulunabilmeyi nasip eylesin. 🤲🏻 Öyle işte… 28.04.23 - üeah
“Hani derler ya ömür de bir kez çıkar karşına öyle işte ilksin,sonsun sonsuzsun bende…”
Aliye
İpsiz sapsız bir yer burası. Ama insanları öyle değil. Görülmeyen iplerle birbirlerine bağlanmış gibi hepsi sanki. Nereye çekersen iplerini, hepsi birden oraya hareket ediyorlar... İplerinin başındaysa televizyon kutularıyla bastırılmış, son kullanma tarihleri geçmiş kokuşmuş zihniyetler var. Karşıdan karşıya dahi üç kere sağa bakıp geçerler yani,
Reklam
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek Ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti Çünkü iki kişiydik Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra Sonrası iyilik güzellik. *Cemal SÜREYA*
KANAATİN LÜZUMU
Cenâb-ı Hakk’ın kullarına ihsânlarının en büyüklerinden birisi de kanaattir. Takdir-i İlâhî’ye râzı olmak ve Cenâb-ı Hakk’ın taksimine güvenmek kadar bedeni ve ruhu rahatlatan haslet yoktur. Abdullâh bin Ömer (r.anhümâ) şöyle anlattı: Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, iki omuzumdan tuttu ve buyurdular ki: “Dünyada (vatanından ayrı düşmüş) bir garip
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.