Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu sevgili Tanrı ne hastalıklı bir şey olmalıydı! Yarattıklarına acılarla, hastalıklarla ve ölümle işkence edip onları izlemekten zevk mi alıyordu acaba?
Sayfa 103Kitabı okudu
"Yaşam, insan beyninin icat edemeyeceği kadar karmaşık ve sonsuzdur. Ona katılmaktan başka bir şey yapamam."
Sayfa 340Kitabı okudu
Reklam
"Siz hiçbir zaman karanlığa bakmadınız, yani gerçek anlamda bakmadınız. Orada bütün siyahların iç içe geçtikleri sanılır ama insan oraya ne kadar uzun bakarsa içinde o kadar çok şey görür."
Sayfa 102Kitabı okudu
İnsan ruhu gizli dehlizlerde yaşar, kırılırsa da bu sessiz sedasız olurdu. Kırıklar, ancak iş işten geçtikten sonra gözle görülebilirdi. Jan bu nedenle her şeye hazırlıklı olması gerektiğini biliyordu.
Sayfa 287Kitabı okudu
Jan, Stark'a her hasta, sokaklarda kollarını açarak konuşmaz, İncil'den bölümler okumaz demişti. Ruhunu saran çılgınca çaresizlik içinde, işte kanıtı, diye düşündü. Bazıları da Richard Wagner'den alıntı yapıyor.
Sayfa 351Kitabı okudu
Marenburg dalgın bir ifadeyle, "İnsan bunları dinledikçe büyük aşk kavramını sorgulamaya başlıyor," dedi. Kafamızın içinde yarattığımız ideal kişinin özlemiyle mi yaşarız, yoksa bir insanı kendi gerçekleriyle olduğu gibi kabul edebilir miyiz? Yani her şeyiyle demek istiyorum." "Bunu bana sorma Rudi. Bir erkeğiz. Bunu asla anlayamayacağız."
Sayfa 362Kitabı okudu
Reklam
Öncesinde ne kadar mutlu olduysan, kaybettiğinde o ölçüde canın yanar.
"Acın ne kadar uzun sürerse beni o kadar çok hatırlayacaksın."
Sayfa 373Kitabı okudu
Yaşadığı acı ne kadar büyüktü ki; onu çocukluğuna kaçırtmıştı...
Sevgi tuhaf bir şey Jan. Ancak kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında uğrunda savaşmaya başlıyorsun.
Sayfa 201
Reklam
Yaptıklarım için beni seveceksin. Benim seni şimdiden sevdiğim gibi. Üstelik senin benden haberin bile yokken seviyorum seni. Daima seni düşünüyorum. Yakında sen de beni aklından çıkaramayacaksın.
"Siz kendinize teşekkür edin. Ben size yalnızca çıkış yolunu gösterdim. Ama o yolda siz yürüdünüz."
Çark dişlileri gibi birbirine geçmiş: öldürme odası, bayıltıcılar, prangacılar, zıpkın taşıyıcılar, kasaplar, kafa kesiciler, yarıcılar, bacak kırıcılar, göğüs bıçkıcılar, fetüsçüler, postçular, ikiye ayırıcılar, varile daldırıcılar, deri yüzücüler, bağırsakçılar, yün ayıklayıcılar... Ölümün(...)karmakarışık binalarından geçerek uysal, mülayim, oyunbaz, vahşi fakat tamamı zararsız varlıkların yekpare bedenlerinin parçalanması ve yok olması: Cehennem.
Tillie Olsen
Kuşku duyması normaldi. İster kendini koruma, ister ani heyecan sonucunda olsun bir nedene dayanması koşuluyla her insan öldürme dürtüsünü sahipti.
Sayfa 137Kitabı okudu
Şeytanın gözlerinin içine mi bakmış olacaktı o zaman?
Sayfa 287Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.