“Mezara gitti. Mezarlar sır saklamak için mi kazılır?” “Bize ne oluyor bilmiyorum.” “Bize bir şey mi oluyor, bilmiyorum.” “Sanki günden güne eriyoruz, inceliyoruz, ağırlığımız azalıyor. Böyle olacağını söylemişlerdi bana. İşte, söylenenler oluyor şimdi, kimi zaman yüreğimin üstünde batmanlarca ağırlığında bir yük, kimileyin de kuş gibiyim. Hadi bana uç de anne. Uçmak istiyorum.”
Maskeler takmışlardı. Maske taktıklarını gizlemiyorlardı. Kimilerinin yüzünde taktığı maske iğreti duruyordu. Kimilerinin yüzündeki çocukların oyun oynarlarken ya da birbirlerini korkutmak için kullandıkları maskelere benziyordu. Besbelli, kendini gizlemek için takılmış maskelerden değildi bunlar. Gene de maskeydiler ve önüne geçirildikleri yüzü gizliyorlardı. Kimileri korkunç görüntü versin diye özenilmişti. Kimileri çirkin bir görüntüyü yansıtmak istiyordu.
Reklam
Karanlık. Işıklardan savrulan kara lekeler, karanlıklar.
Maskeli fotoğrafı. Aslında maskeyi mi tanıyacak, yoksa gerçek yüzü mü, henüz belli değil. Hangi maske hangi yüzü saklıyordu acaba? Ya da hangi yüz hangi maskeyi? Nasıl bilecek? Bilecek mi?
Böylece o maskeli insanların arasında yürümeye başladı yeniden.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.