Müslümanın İslam'dan taviz vermeye hakkı yoktur. İnsan ancak sahip olduğu haklar üzerinde tasarruf edebilir, ancak kendi haklarından feragatte ve fedakarlıktan bulunabilir. İslam, Müslümanlara emanettir. Onun hükümlerini insan olarak ben getirmediğim için bu hükümlerden taviz verme hakkını da kendimde göremem. Kimse, haiz olmadığı bir hakkı başkasına devredemez. Dinin sahibi ve koruyucusu Allah'tır. Fakat O'nun emaneti Müslümanların üzerindedir. Halen yeryüzünde yaşayan Müslümanlar bu emaneti "ehliyet"le koruyabiliyor mu?
İslam Allah'ın indirdiği ve kabul ettiği tek din olarak, başka hiçbir dünya görüşüyle, başka hiçbir fikirle, amelle uzlaşmaya girmeye muhtaç değildir. O, kendi başına, insanın ihtiyacını karşılamaya muktedirdir. Bu bakımdan, zaaf İslam'da değil, fakat onu yüklendiğini söyleyen insandadır. Aslında insan, tanımının gerektirdiği davranış manzumesini hayatına geçirdiği an, dinden taviz vermesine gerek olmadığını kendiliğinden kavrayabilir.
Reklam
Bugün Müslümanlar arasında görülen yanlış bir eğilim, ilmihal kitaplarında yazılı temel bilgilerden bile mahrum haldeyken derin fıkıh tartışmalarına girmekten çekinmemeleridir. Oysa her gün bir paragrafını okuyacağı bir ilmihal kitabından öğrendiklerini uygulamaya aktarmak daha anlamlı bir seçim olurdu. Ama Müslümanların arasında kaç kişi "büyük" işlerini bırakıp küçümsemeden ilmihal okumaya talip acaba?
Sayfa 138Kitabı okudu
Her Müslüman üstelendiği işi kendinden başka yüklenecek kimsenin bulunmadığını, İslam'ın yeryüzü hükümranlığı konusunda biricik amilin kendi hataları ve sevapları olduğunu/olacağını düşünsün. Burada, ben doğru yoldaysam bu iş gerçekleşir, bu iş gerçekleşmiyorsa bunun vebalı yalnız ve sadece benim yanlışlarım, benim eksikliklerimdir, diyebilecek bir bilinç düzeyine yükselmek gerekiyor.
Geceleri yatağına yattığında kalbinin atışlarına kulak veriyordu: kalbi, güçlü vuruşlarla, uzaklardan vurulan bir davul tokmağı gibi vuruyordu, fakat onun sürekli, bitmeden, durmadan nasıl vurabildiğine hayret ediyor, günün birinde bu vuruşlar duracak olsa ya da en azından şöyle bir durmayı denese bu duruşu nasıl önleyebileceğini bilemiyor, o zaman nasıl da aciz, umarsız bir yaratık olduğunu derinden kavrıyor, başı dönüyordu.
O şimdi kendinden kaçmayı yaşıyordu.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.