Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
ÖZGE
ÖZGE
@ozgeye_ozgu
146 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Merhaba sevgili okurlar
#sarahjio , yazılarını çok sevdiğim ve okumaktan hiçbir zaman bıkmayacağımdan emin olduğum bir yazar. Anlatım dilinde yalınlığı koruması ve hikâye akışını canlı tutması her zaman keyifli olmasına yardımcı oluyor ancak bu kitabın da diğer tüm Sarah Jio kitaplarıyla aynı tadı verdiğini de söylemeden geçemeyeceğim.
Yazarı tanıyanlar bilir, kitaplarında çoğunlukla flashback tekniğini kullanır kendisi ki bence bu işte çok iyi ve okurun kafasını karıştırmadan kullanmayı başarıyor. Bu kitapta da yine aynı teknikle yazılmış bir anne-kız hikâyesi okuyoruz.
Bilirsiniz bazen bazı şeyler göründüğü gibi ya da bize anlatıldığı gibi olmaz. Bence bu kitabın ilk önermesi bakışaçısı çeşitliliğiyle alakalıydı. Gördüğümüz, yaşadığımız şeylerin mutlaka bir alt metni, ikinci bir alternatifi, yanıltıcı yansımaları olabilir. Bir durumda haklı ve haksız olarak etiketlediğimiz insanlar, gerçekler ortaya çıktığında yer değiştirebilir...
Anne Eloise ve kızı Valentina'nın hikâyesi de tam olarak öyle işte, her şey göründüğünden çok başka! Biraz romantizm, biraz dramatizm, biraz toplumsal olaylara eleştirel bakış açısıyla, özlemle, mücadeleyle, vefayla harmanlanan bu hikâyenin okuyan herkesin kalbine dokunacağını düşünüyorum.
Bizim toplumumuzda duymaya aşina olduğumuz türden bir olay ama okuması çok keyifliydi.
Bir de çeviri çok başarılıydı söylememek olmaz. Benden bu kadar! Daha detaylı bilgi için arka kapak resmini de ekleyeceğim. Sevgiler...
#mirandadickinson kalemiyle yazılmış #birgünyeniden kitabı, bir genç kızın 3 yıl boyunca platonik olarak sevdiği yakın arkadaşına aniden hislerini açması ve beklenmedik bir cevap alınca bulunduğu yeri terkederken, yaşadığı hayalkırıklığının vermiş olduğu üzüntü ve kafa bulanıklığıyla yürüdüğü sokakta yaptığı sakarlıklar esnasında ona yardım eden hiç tanımadığı yakışıklı adamın etkisine kapılmasıyla başlıyor. Çok uzun bir açıklama cümlesi yazdığımın farkındayım ama giriş bölümünde durum tam olarak buydu...
Gelişme bölümünde ise; Romily isimli genç kızın, sadece beş dakika görerek tutulduğu yakışıklı ve gizemli genç adamı çevresindeki insanların da yardımıyla bulma çabalarını okuyoruz.
Sizce Romily aradığı gizemli adamı bulabildi mi ? Bu sorunun cevabı @indigoyayınlarından çıkan bu kitapta gizli, merak edenler okuyarak öğrenebilir. Türü sevenler için keyifli olacaktır, sevgiler...
Bağnazlık ve kibirlilik, hayatın hangi kolunda olursa olsun sonunda pişmanlık doğuran bir davranıştır. #kule kitabının ana kahramını olan başrahip Jocelin'de de bu iki duygu hatsafhadaydı. Kitap konusu itibariyle sadece bir kule inşaatını anlatmaktan ibaret gibi gözükse de içinde çokça önerme barındırıyordu. Dilinin çok ağır olması ve olayların fazla betimlemeyle boğulmasının beni yer yer sıktığını söylemeden edemeyeceğim. Ancak hem kitapları yarım bırakmaktan hoşlanmadığımdan hem de önermeleri hatırına sabırla okudum.
Aslında tam da üzerine uzun sohbetler kurulabilecek ve mutlaka zıt fikirlerin ortaya çıkacağı, münazara ortamı oluşturabilecek bir kitap. Örneğin ben böyle bir ortamda bulunsam ilk söyleyeceğim şey, hikayenin sonunda kulenin yıkılmasını istediğim olurdu. Başrahip kulenin inşa edilmesinde inatçı, ben de yıkılmasında beklentili davrandım. Hayatta başarıya ulaşmak için net, dozajında hırslı davranmak önemli elbette ama bu hikayede olan bambaşka bir şeydi. Yani her zaman bir inat bir murat deyimi geçerli olacak diye bir kaide yok.Bir okur olarak karakteri yenmeye, ona oh olsun demeye çalışmak ne kadar etik bilemeyeceğim ama ben de bu duygu uyandı.
Hele ki Jocelin'in, kendini defaten seçilmiş olarak empoze etmesi ama aslında kariyerinde yükselirken çıktığı basamakların önüne nasıl dizildiğini öğrendiğimde... Ah ahh... Bu kitabı okumuş olanların yorumlarını gerçekten çok merak ediyorum. Okuyacak olanlara da anlatım dili açısından sabır diliyorum. Sevgiler...
Okur Takip Önerileri
#iskenderpala , birçoklarının olduğu gibi benim de okumaktan çok keyif aldığım yazarlardan biridir. Bu kitabını da çok beğenerek, keyifle ve heyecanla okudum. Kitabı okumaya başladığımda, anlatım dili genelde edebî açıdan yoğun olan yazarın #abumrabum kitabında daha sade bir dil tercih etmesine şaşırdığımı söylemeden edemeyeceğim ancak kurgu,
O'nu Müminlerin Annesi olarak kabul edenlere selam olsun. Canım Fatımatüz Zehra'yı, Peygamber Kızı'nı, Babasının Annesi'ni; anlayan, hisseden, sevenlere selam ve sevgiler... Hakkında ne kadar çok şey söylesem bile az kalacak, manevîyatınızı şaha kaldıracak bir kitap. Konumuyla böbürlenmemiş, zorluklara dayanmış, peygamber soyunun devamıyla kutsanmış, 25 yaşında ebedî saadete intikal etmiş. İntikali yas değil mutluluk olmuş. O'nu ebediyete, Rabbine, annesine, babasına kavuşturan mutlu göç...Zat'ı layıkıyla anlatamamaktan kaçınırım. Okumak, anlamak, hissetmek isteyip istememek size kalmış. Okuyacak olanlara keyifler dilemek isterdim ama yer yer gözyaşlarınıza hâkim olamayacağınızdan eminim. Hoşça kalın.
Küçük Sahabiler serisinin 8. Kitabı, Ümmü Süleym'in durumu müsait olmadığından Hz. Muhammed'e verecek hediye bulamayıp, oğlu Enesciği yardımcı olsun diye O'na götürmesini konu alıyor. Serinin diğer kitaplarındaki gibi sayfa sayısı çok az fakat görselleri oldukça kaliteli ve ilgi çekiciydi. Benim ikizlerim resimleri inceleyip, onlara dublaj yapmaktan çok keyif aldı. Ancak fiyatlarının yüksek olduğunu da söylemeden edemeyeceğim. Bence, her kitabın ama özellikle bu tarz kitapların ulaşılabilirliği daha kolay olmalı.
Küçük Sahabiler Seti 2 - 5-8 Kitaplar (4 Kitap Takım)Özkan Öze (Tarık Uslu) · Uğurböceği Yayınları · 2017377 okunma
Küçük sahabiler serisinin 7. Olan #ongümüşpara 'da kıssadan hisse, Hz. Muhammed'in cömertlik özelliği olmuş. Çocuklarına hem, merhamet, cömertlik, hediye vermek, iyilik yapmak gibi güzel davranışları öğretmek, hem de peygamber efendimizin özelliklerini anlatmak isteyen ebeveynler için güzel bir seçenek.
Küçük Sahabiler Seti 2 - 5-8 Kitaplar (4 Kitap Takım)Özkan Öze (Tarık Uslu) · Uğurböceği Yayınları · 2017377 okunma
️
Vüs'at Orhan BENER'i nasıl bilirsiniz, bilir misiniz ? Zira kendisi hak ettiği değeri tam manasıyla bulamamış, yeterince okur tarafından tanınmamış bir isim olmakla beraber, Türk Edebiyatının sevilen yazar ve şairlerinden biridir. Kendine has üslubuyla önemli ödüller almış olan Bener, 2005 yılında hayata veda etmiş. Dün öğrendiğime göre de Oğuz ATAY'ın çok yakın dostuymuş ve hakkında bilmediğim epey şey var. Daha iyi tanımak adına araştırmalarımı sürdüreceğim.
#dostyaşamasız , yazarın, 'Dost' ve 'Yaşamasız' kitaplarıyla beraber 1986'ya kadar yazdığı eserlerini içeriyor ve üzülerek söylemeliyim ki benim de okuduğum ilk kitabı oldu. Sonraki seferde bir romanını okumak istiyorum. Dikkatli, sindire sindire okumak gerek yazılarını ve verdiği tüm mesajları almalı... Hayatın her alanını, insanları, ilişkileri tüm gerçekçiliği ile ele alan yazarın, anlattıklarının yanı sıra anlatım tarzının oldukça özgün oluşunu beğendim. Okuma programınıza eklemek için farklı bir tat arıyorsanız, tavsiyemdir. Sevgiler...
#alıntı
"Kendimizi öldürdüğümüzün farkında değiliz "
"İnsan insanın kurdudur.(T. Hobbes)
"Kişi, Zeus'dan güçlü, ama solucandan zayıf."
"İpleri kopan balonu kim tutabilir ?"
"Ummadığı, beklemediği zamanlarda zayıf yanından vurulmuş belli."
"Hak bağışlayan zorbalar, bağdaş kurup oturmuştur bir kez yüreğimin ortasına..."
"Kapısına mermer basamaklarla varılan bir evin önündeki umutlu umutsuz kişinin gecikmiş sevinci!"
"Ekrana yansıtılan eğlence programı aptallıklarının sonu geleceğe benzemez."
Doludizgin bir yaşam okumak isterseniz tavsiyemdir #ölümsüzhemingway... Hiç durmadan hem bireysel hem de sosyal ve siyasal mücadele vermiş, birçok kez ölümden dönmüş hatta tabiri caizse tamamen şansa yaşamış bir yazardan söz ediyorum. Belki de sürekli ölümün kıyısında dolaşmaya alıştığı için bir gün intihar ederek sınırı geçmek onun için zor
Tarihte ilk kez 1897'de yayımlanmış olan bu eser, günümüzde #işbankasıkültüryayınları #türkedebiyatıklasikleridizisi 'nin 10. kitabı olarak karşımıza çıkıyor.
#maivesiyah hikâyesi, bir matbaa işletmesinde birlikte çalışan yazar arkadaşların karakterlerinin analizleriyle başlıyor ve edebiyat dünyasından yaşam örnekleri sunuyor. İçlerinde biri var ki; Ahmet Cemil... Mai bir gecede duyduğu bir vals müziğinin hülyasına kapılan Ahmet Cemil'in; romantizm, yaşam, başarmak üzerine gösterdiği hayallerin, ümitlerin, çabaların gün geçtikçe nasıl tükendiğini ve Siyah bir gecede o tükenmişlik halini iliklerine kadar hissedişine şahit oluyoruz.
Anakonu her ne kadar hayatın acı sillesini yemiş, ümitleri tükenmiş bir genç delikanlının vicdan muhasebesi gibi gözükse de dönemin toplumuna ait kültürel hayat tarzını da gözler önüne seriyor. Hikâyede 'iyiliğin ve kötülüğün' cinsiyetle ilgisi olmadığını ama 'çaresizliğin' direkt cinsiyetle ilgi olduğunu karakter dağılımlarından anlıyoruz. Yıllar geçse de kitapta okuduğum; 'zavallı kadınlar' tabirini hiç unutmayacağım. Umarım herkes birgün, kadın olmanın çaresizlik değil çarenin direkt kendisi olduğunu anlar..!
Hikâyede, aşırıya kaçan mekan ve karakter betimlemelerinin yer yer olayların önüne geçtiğini söyleyebilirim, sadece biraz sabırla okumanız gerekiyor. #halitziyauşaklıgil 'in ilk büyük eseri kabul edilen bu değerli kitabı okumak isterseniz, şimdiden keyifli olmasını dilerim. Sevgiler...
Ne zaman canım sıkkın olsa o zaman romantik kitaplar okumayı tercih ederim. Yine böyle bir zamanda okumuştum #birkışrüyası 'nı ve #debbiemacomber 'in hikâyelerini mutlu sonla bitirme alışkanlığı biraz kafamı dağıtmama yardımcı olmuştu.
#kitapkonusu itibariyle Ashley ve Dashiell'ın bir şekilde yollarının kesişmesini anlatıyor. Noel tatili yaklaşıyor ve her ikisinin de bir şekilde Seattle'a gitmesi gerekiyordu. Aksilik bu ya ! Uçaklarda hiç yer kalmadığı gibi araç kiralama firmalarındaki arabalar da hızlıca kiralanmıştı. Kalan son bir tane araba ve o arabanın da iki talibi vardı, işin içine bir de FBI girince durumlar oldukça karışık bir hale geldi.
Birbirini tanımayan bu iki insanı ne gibi maceraların beklediğini merak ediyorsanız, bu kitaba bir şans vermenizi öneririm. 173 sayfalık tatlı bir hikâye sizleri bekliyor. Bu türde okuma yapmayı sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. Sevgiler...
#alıntı
"Sorgulayan akıllar bilmek ister "
"Konu gülümsüyor olman değildi. Bunu yapma tarzın...Sanki derin, karanlık bir sırrın var da benden saklamaya niyetliymişsin gibi."
"İyiyi oynamaktan yoruldum."
"Zamanın şafağı, seçilmiş ve sevgili El Mustafa, Orphalese kentinde ok iki yıl, dönüp gelecek ve kendisini doğduğu adaya geri götürecek gemisini beklemişti." Cümleleriyle başlıyor #ermiş kitabı...
El Mustafa'nın; aşka, evliliğe, çocukluğa, vermeye, yemeye ve içmeye, çalışmaya, sevinç ve kedere, evlere, giysilere, almaya ve satmaya, suç ve cezaya, yasalara, özgürlüğe, akıl ve tutkuya, acıya, kendini bilmeye, öğretmeye, dostluğa, konuşmaya, zamana, iyiye ve kötüye, duaya, hazza, güzelliğe, dine, ölüme dair verdiği öğütleri okuyoruz.
Beğenip altını çizdiğim cümlelerle birlikte, katılmadığım fikirler de oldu. #modernklasiklerdizisi 'nin yirmisekizincisi olan bu kitabın, genel olarak güzel anekdot olduğunu ve okuduğunuza pişman olmayacağınızı düşündüğümü söyleyebilirim. Sevgiler...
#alıntı
"Ve tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa söz konusu olan, önce onun içinizde kurulu tahtını ortadan kaldırın."
"Sevinç ve keder birlikte gelir; biri sofranızda sizinle otururken, unutmayın,diğeri yatağınızda uyumaktadır."
#yüreğiningötürdüğüyeregit kitabıyla tanışmam, yakın zamanda kaybettiğimiz #doğancüceloğlu sayesinde oldu. #varmısın adlı kitabının sonunda film ve kitap önerilerinde bulunduğu bölümden seçerek aldığım bu kitabı ve iyi ki okumuşum diyorum.
80 yaşında bir büyükanne düşünün, yılların birikmişliğini torununa mektuplar aracılığıyla aktarıyor.
İnce elenip sık dokunmuş #birorhanveliromanı sunmak istiyorum sizlere. Yorumuma, inkılâpçı düşüncenin taze olduğu bir dönem olmasına rağmen Orhan Veli'nin yeniliklerine ağır eleştiri yapan edebiyatçılara olan sitemimle başlamak istiyorum. İçeriği saf hakaretten oluşan ağır eleştirilere, mısralarının dalgaya alınmasına kulak asmadan bildiği yolda emin adımlarla yürümüş Orhan Veli. Kitabın bu bölümlerini okurken; insanın üzerine giydiği edebiyat ceketinin onu anlayışlı yapmaya yetmediğini fark ettim. Şiir yazmak, methiyeler düzmek gibi yetenekler yanında saygı ve sevgi paketiyle birlikte gelmiyor her zaman. Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat' ı anlamak, takdir etmek, destek vermek şöyle dursun onların fikirlerini reddetmeleri, kötülemeleri bunun en büyük ıspatı olmalı !
Orhan Veli sevgimi bilenler bilir. O, benim için hiç tanışamadığım bir arkadaşım gibidir. Bazen düşünüyorum da aramızdan erken ayrılacağını hissettiği için sanırım bu kadar özgür ve umarsız yaşadı. Dünyaya geliş amacı şiir yazmaktı ve bol bol yazdı gitti.
Orhan Veli'nin yaşamını birçok edebiyatçı ve siyasetçiyle birlikte kurgulayarak bizlere genel kültür niteliğinde sunan yazarımız @hanifemert1 ' i tebrik eder ve böylesine güzel bir projeyi bizlerle buluşturduğu için teşekkür ederim. Bazen keyifle , bazen hüzünle ama çokca kalpten hissederek okudum . Orhan Veli'yi iyi tanımanıza yardımcı olacak bu romanı okumanızı mutlaka tavsiye ederim. Sevgilerle...
Ömer'in yani bizzat Muallim Naci'nin çocukluk hatıralarına rastladığımız güzel bir kitabı paylaşmak istedim bugün. Onun; ailesiyle, arkadaşlarıyla, komşularıyla ve hayvanlarla yaşadığı acı, tatlı olayları okuyacağınız kısa ama güzel bir kitap. Kısa oluşu, anılarının alışıldık duruşu sizi yanıltmasın, her bir olayın altında derin psikolojik izler var aslında...
#işbankasıkültüryayınları #türkedebiyatıklasikleri serisinin 13. Kitabı olan #ömerinçocukluğu 'nu herkese tavsiye ederim. Sevgiler.
#alıntı
"Bir felaketzedeyi en fazla, teselli eden ağlatır."
"Hoca Efendi, beni yaklaşık üç sene zarfında iki defa falakaya yatırdı. Ayaklarıma üçer değnek vurdu. Vurduğu yerde gül bittiğini görmedim, fakat hiç şüphesiz utanç ve ıstıraptan çehrem gülgûn olmuştu."
"Bu hatıraları niçin yazdığımı sorsalar belki de hiçbir cevap vermeye lüzum görmem. Arzu ettim, yazdım. Diyelim ki bu da bir nevi çocukluktur "
