Jack London'un kendi hayatından da izler taşıyan, sınıflar arasındaki farkları gözler önüne seren romanıdır Martin Eden..
İşçi sınıfından olan Martin'in burjuva sınıfından olan Ruth'a duyduğu aşkı ile kendini geliştirme ve eğitimini tamamlama yolculuğu ile bireyin yalnızlığını, anlam arayışını ve soyutlanma sürecini etkileyici bir şekilde anlatıyor yazar..
Jack London, Martin karakteri ile kendi serserilik ve denizcilik deneyimlerini ve yazarlık sürecinde karşılaştığı zorlukları da aktarıyor.. Ruth karakteri ile ilk aşkı Mabel Applegarth'a, en yakın arkadaşı Sterling'e ise Russ Brissenden karakteri ile romanında yer veriyor.. Bunlarla birlikte kendi sosyalist olmasına rağmen yarattığı karakter Martin, sosyalizme karşı olduğunu açıkça dile getiren bireyci bir karakterdir. Jack London'a göre sadece kendi kurtuluşu için çalışan aşırı bireyci Martin'in gözleri sonunda açılır, içine dahil olmak istediği burjuva toplumunun iç yüzünü görür ve yaşamak için nedeni kalmaz. Israrla benimsediği bireycilik onu intihara sürükleyen başlıca sebeptir. Burdan da anlaşılacağı gibi Martin Eden, Jack London'un bireyciliğe yönelik eleştirisidir..