Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyanın Ahlaksal Vizyonu ve Siyasal Gereklilikler
Demokrasi ve özgürlüğün dinsel çerçeveye göre temel kazanımlarından biri doğru yaşamı kavrama biçimlerinin ve inanç farklılıklarının yok edilmezliğinin kabul edilmesi, bir başka deyişle ahlaksal plüralizmin kabul edilmesidir. Ahlaksal ideallerde de, yaşama biçimlerinde de yok edilmez bir etik farklılık vardır. Bu unsurlar tartışılmaz biçimde aşkınlığın reddedilmesinin karakterize ettiği ve ahlakı rasyonalite pratiği içine oturtma girişiminin meşrulaştırdığı modern döneme bağlı gözükmektedir.
Yuvayı hep sıcak tutmak gerek..
“Civcivler veya yavru güvercinler tamamen özgür bırakıldıklarında yuvalarından çok fazla uzaklaşmazlar. Havalar kötüleştiğinde ya da bir tehlike algıladıklarında hemen oraya sığınırlar. İnsanlar içinde öyledir. Özgürüz diye illa kaçıp gitmeyiz. Yuvada herşey yolundaysa hep oraya geri döneriz. Birini korumanın en iyi yolu kuşkusuz kendi kendine geri dönsün diye yuvayı hep sıcak tutmaktır. İhtiyacımız olan şey belki de budur: ahenkli bir denge. Aile hayatı ile özgürlüğün avantajlarını biraraya getirerek. “
Reklam
"Yürümenin nadiren getirdiği son bir özgürlük daha vardır. Ba­sit hazların yeniden keşfedilmesinin, arkaik hayvanın yeniden fethedilmesinin ardından gelir bu: vazgeçişle gelen özgürlük. Hint uygarlığını kaleme alan en önemli yazarlardan Heinrich Zimmer, Hindu felsefesinde yaşam yolculuğunun dört aşamaya ayrıldığını söyler. İlki çıraklık,
Montesquieu
"Hepimiz özgürlükten yana olduğumuzu beyan ederiz, fakat aynı kelimeyi kullandığımız halde aynı şeyi kastetmeyiz."
Sayfa 22
Hiç kimse tehditle veya zorla kendi iradesine karşı bir şey yapmak mecburiyetinde değildir.
...Özgürüz diye illa kaçıp gitmeyiz. Yuvada her şey yolundaysa hep oraya geri döneriz. Birini alıkoymanın ya da korumanın en iyi yolu kuşkusuz kendi kendine geri dönsün diye yuvayı sıcak tutmaktır. İhtiyacımız olan şey belki de budur: ahenkli bir denge. Aile hayatı ile özgürlüğün avantajlarını bir araya getirerek.
Reklam
"Castle adında bir filozof Walden İki'yi ziyaret ettiğinde, bölge sakinlerinin sadece görünüşte özgür olduklarını söyleyerek itiraz eder, çünkü istediklerini yapabilmelerine rağmen, istediklerini etkileyebilecek kudretleri yoktur."
Sayfa 17
Bana kalırsa, en önemli felsefi bölünme, "analitik felsefe" ile "kıta felsefesi" arasında değil, yaşamımızda faydalı bir yer edinmek isteyen bir felsefe ile bu hevese sahip olmayan bir felsefe arasındaki bölünme.
Sayfa 15
Tanrı yarın x'i seçeceğinizi bugünden bilir ve böylece yarın x'i seçmenizin zorunluluk olduğu söylenebilir. Ancak bu zorunluluğun ortaya çıkmasını sağlayan fail, seçim yapan aracıdır, yani sizsinizdir. Dolayısıyla özgürlüğün en eksiksiz haliyle, çelişki içinde olamaz.
Sayfa 283Kitabı okudu
Özgür benlik her zaman konumlan(dırıl)mıştır, buna rağmen kendisi ve çevresi hakkında düşünme ve onları değiştirme yeteneğine sahiptir. Örneğin benlik, beraber büyüdüğü ve onu kuşatan değerlerin insafına kalmamıştır tamamen. Konumlandırılmış olmak, belirlenmiş olmakla eş anlamlı değildir; basitçe, dünya ve kendi içimizdeki yönelimimiz söz konusu olduğunda, asla sıfırdan başlamayacağımız anlamına gelir: Biz zaten hep bir değerler ve anlayışlar ufkunda yer alırız. Ancak bu ufuk aynı zamanda değişime de açıktır. İnsan dünyayı deneyimleyerek ve bu deneyim üzerine düşünerek, böylece kişisel özgürlük için yeni ufuklar oluşturarak onu aşabilir. Özgürlük, kendimiz üzerinde çalışmaya devam ederken geliştirdiğimiz ömür boyu sürecek bir beceridir.
Sayfa 364Kitabı okudu
Reklam
Özgürlüğü hayata geçirmek -ki zaten kullanmadan bırakırsak özgürlüğümüzün ne faydası var?- basitçe eylemin gerektirdiği tüm sınırlamalarla dünyaya katılmaktır. Başka bir deyişle, sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur; her gerçek özgürlüğün sınırları olacaktır. Bununla birlikte, özgürlüğü çevreleyen sınırlar, doğası itibarıyla tek tip değildir. Bazı sınırlar mutlak ve değişmezken diğerleri sosyal veya kişisel süreçlerle dönüştürülebilir; bazıları meşruyken diğerleri gayri meşrudur.
Sayfa 364Kitabı okudu
kendi kendimize koyduğumuz sınırlar, kişisel özgürlüğün gerçekleşmesidir. şayet bizim için en çok anlam ifade eden insanların bize en çok ihtiyaç duydukları anda onlar için kendimizi zorlamayı seçmemize izin vermiyorsa, dünyada özgürlük ne içindir? özünde, kişisel özgürlük hiçbir yükün olmaması değil, bizim için en çok anlam ifade eden, yaşamda en değer verdiğimiz şeylere kendimizi bütünüyle adama özgürlüğüdür.
Sayfa 362Kitabı okudu
anlam ve kimlik ancak kişi bir şeyi önemsediği (care) ölçüde kurulabilir.... bir şeyi önemsemek ona değer verdiğimiz anlamına gelir; geniş anlamda onu arzuladığımız bir şey olarak kabul ederiz ve dahası, bu arzu sahip olmayı arzuladığımız bir arzudur. bu arzu geçici bir hayal değil, daha ziyade kişinin özdeşleştiği ve kim olduğunun bir ifadesi olarak gördüğü bir şeydir. önemseme/ilgilenme eylemi dünyayı anlamlı bir yer haline getirir ve hayatımıza yön verir. belirli bir arzunun gerçekten de kendimizin bir ifadesi olduğuna karar verme sürecinde kendimizi şekillendiririz.
Sayfa 335Kitabı okudu
Modern birey geleneğin etkisinden kurtulmuş olabilir, ancak bu onun kendisi için, özellikle de kendi ben-oluşu (self-becoming) için yeni bir tür sorumluluk yüklendiği anlamına gelir. Nietzsche'nin dediği gibi, "Olduğun kişi olmalısın." Bireyin kendisiyle olan ilişkisi kendini yansıtır [öz-düşünümlüdür]. Belli bir yansıtma (reflexivity) düzeyi elbette her toplumun üyelerini karakterize eder, ancak bu yansıtma, üyelerinin onlara kim olduklarını buyuran geleneklere çok fazla bağlı olmadığı toplumlarda radikalleşmiştir. Bu şu anlama gelir: Bireyler kendi öz kimliklerini, basitçe zaten verilmiş bir şey olarak görünen benlikten (self) ziyade, giderek ellerindeki malzemelerden inşa etmek zorundadır. Benlik, yaratılacak, yönetilecek, idame ettirilecek, dönüştürülecek vb. bir şey haline gelir.
Sayfa 332Kitabı okudu
450 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.