Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KENDİNİ ÖZLEMEK
Aslında insan, fark etmeden de olsa en çok kendini özler. Ben özlemi, öylesine derindir ki insanın, yaşadığı anın yani şimdiki zamanın içinde bunu tatmin edebilmesi için çok ciddi bir farkındalığa sahip olması gerekir. Eğer bu farkındalığımız yoksa andan tat almamız çok zordur. Bu yüzden beklentilerimizi ve umutlarımızı geleceğe yöneltiriz.
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle
Reklam
Dokunsam… Mazinin dehlizlerinde ölüm soluyoruz seninle Atide yaşıyor, bugünlerde gömülüyoruz birlikte Toprak serptim artık hislerimin üzerine Kürek kürek özlem serp sende heveslerine
"Akıl der ki, öyle değil. Fakat bazen aklın göremediği, anlayamadığı şeyler vardır. Hisleri yaşarsın. O yaşadığın an gerçek olduğunu bal gibi de bilirsin. Çok sevmişsindir ve çok hissetmişsindir. Sonra inkar edersin. Mantıksal, rasyonel açıklamalar yapmaya çalışırsın. Hatta belki üzerine denemeler, makaleler bile yazarsın. Duyguların girdabından akıl ile çıkmaya çalışırsın. Oysa karaya çıktığında gördüğün kocaman bir hiçlik olur. Bomboş bir kara parçası. Sonra fark edersin ki senin istediğin üzerine dalga dalga gelen denizdir. Sen o duyguları yaşamak istersin. Onlardan kaçmak değil, onlara sahip çıkmak istersin. Böylece anlarsın ki aklın seni yanıltmıştır. Saatler geçer, günler uzar. Geceler gelir, uykular tutmaz. Sonra belki yıllar geçer. Çare olunur mu bilinmez. Devamında belki bir gün uyanırsın. Uyandığında ne kadar çok susamış olduğunu düşünürsün. Fark edersin ki sen ona, ona karşı hissetiğin en içten duygulara büyük bir özlem içerisindesindir. Onu gerçekten sevmişsindir fakat aklın buna engel olmuştur. Hayat sonra böyle sürüp gider işte. Acıyla, hüzünle, karşılık bulmayan derin sevgilerle, gerçekleşmesi zor umutlarla. Sonra sen yine de çabalarsın. Kendini, hayatını daha iyi etmeye çalışırsın. Belki dersin, birazcık bir umut varsa bile denemeye değer dersin. İşte bu umuda tutunup belki yıllarını vermeye hazır olursun. Böylece bu gerçek bir adanmışlığın başlangıcı olur." (Jack Brighty)
Büyük özlem üzerine
“Her ağlayış bir sızlanma ve her sızlanış bir suçlama değil midir?
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Varsayımlar üzerine kurulu Tanrı ve sıfatları...
Paragraftaki her cümle varsayıma dayanıyor, bir önceki/bir başka varsayımı destek olarak kullanıp üzerine başka bir varsayım yapılarak da devam ediyor. Tekrarlandığında başarılı bir inandırma yöntemi bence, ki muhafazakar toplumlarda gözlemlemek çok kolay. Allah'ın adaleti ile başlayan bir varsayım ile başlıyor. Çok düz bir soru olabilir ancak, hangi adaletten bahsediyoruz? Daha önce tanık olduğumuz Allah'ın adaleti nelerdir mesela? İnananlar için bir iltimas mı gözlemledik, veya haksızlığa karşı Tanrı cezası? Yılanın, Tanrı'dan habersiz iş çevirememesi de Tanrı'ya inananlar tarafından atfedilen "her şeyi bilen" sıfatı, bunu şimdilik ihmal etsek bile, sebebini bilemediğimiz oyunu hayıra yormak da başka bir varsayım. Paragrafın sonundaki; Tanrı'nın özlem/sevgi anlayışını tanımlamak da, O'na "sevgi dili" tarifi yapmak gibi. Bu, şimdiki durumun acizliğini kabullenmek için söylenen bir varsayım olmakla beraber, başka bir yolu olmadığını kabullenen başka bir varsayımı da içeriyor. Özetle, bu paragraf tamamen sığ ve düz varsayımlarla dolu bir Tanrı güzellemesi olmuş; Tanrı iyidir, adaletlidir, yanlış varsa hayırlısıdır, bilir, eder, yapar! Yunus Emre gibi derin ve arayış içerisinde olan bir dervişin anlayışıyla bu paragraf ne kadar örtüşüyor bilmiyorum. Ancak, yazarın sözleri ve Yunus'un dörtlükleri bana farklı şeyler anlatıyor.
Faruk ÜNAL

Faruk ÜNAL

@JoBack
·
31 Mart 13:33
Varsayımlar zinciri...
Allah'ın adaletinden kim dışarı çıkabilmiş ki yılan çıksın? Kim ondan habersiz iş çevirebilmiş ki yılan da çevirsin? Varsa yılanın yaptığı bir oyun, vardır bu oyunda da bir hayır. Verildiyse ona bir izin bu izin de bütünün hayrınadır. Tüm bunların sebebi bizi yine kendisine yaklaştırmak için bir yol kısaltmasıdır. Bir özlem bir sevgi göstergesidir.
Özlem hissi üzerine düşünüyorum. Tuhaf ve iç sızlatıcı
2023 böyle geçti
(Satır sonlarında yazanlar bitirme tarihi ve saati) 2023 kitapları : 307 OCAK 1. Charles Bukowski - Kapalı Bir Kapıdır Cehennem 01.01.2023 2. Charles Bukowski - Bana Aşkını Getir 02.01.2023 18.26 3. Can Yücel - Maaile 04.01.2023 19.30 4. Can Yücel - Portreler 05.01.2023 18.35 5. Edip Cansever - Ben Ruhi Bey Nasılım? 05.01.2023 23.36 6.
Bir Eylül Göç Vurgunu
Gecemin lambası yok gün doğumları olmayan bir şehirde Düşse, düşeceğim hiç gelmediğin ömrüme... Günlerden bir gün Aylardan Eylül Gecenin perçemleri günü kucakladığı vakitler Beynimde bir hikaye kurguluyorum Canımı acıya yamayıp yazıyorum yamalarım dikiş tutmuyor sökülüyor, haykırsam sesim boğulacak... Harflerim dökülüyor satırlarıma hepsi
Reklam
Şu aşağılık insanlar ve onların aşağılık çıkarları işte bundan nefret ediyorum. Her şeyi çıkar üzerine kurulu bu dünyada bari sizler çıkarlarınız doğrultusunda hareket etmeyin. Seviyorum diyorsunuz, peki nasıl seviyorsunuz, niçin karşılık ve çıkar bekliyorsunuz, neden severken koşulsuz sevemiyor insan. Diyeceksiniz ki hayır abi yanlış düşünüyorsun. Ama ortada değil mi her şey. Ben çıkar gözetmeksizin seviyorum diyebiliyor musun adaşım. Diyemiyorsun değil mi? Anlamıştım merak etme bende çıkarsız sevmedim birini inan yalnız değilsin. E peki bahsettiğin çıkar ne kardeşim? Diyeceksin değil mi adaşım. Şöyle söyleyeyim sana. Sen birisini severken onu nasıl karşılıksız sevdiğini iddia ediyorsun ve olay bittikten sonra nasıl nefret ediyorsun diye sorsam evet abi bunun sebebi aşk, aşık olduğum için ve beni o unuttuğu sevmediği için nefret ediyorum ona sahip olamadığım için nefret ediyorum diyeceksin değil mi adaşım? Peki burada senin sevgin ve nefretin neden diye sormazlar mı adama. Sen aşık değilsin adaşım sen arzu ettiğin ama elde edemediğin için nefret ediyor özlem duyuyorsun adaşım. Sen sevgiyi sadece onunla tanıdım diyorsun ama sevmiyorsun adaşım. Sen sadece arzularına aşıksın adaşım. Oysaki insan anlaşamasa bile ayrılsa bile karşısındaki eskiden “sevdiğim dediği” kişiyi erkek yada kadın fark etmeksizin onun ondan sonra da mutlu olmasını istemez mi? Neden hâlâ umarsızca nefret ediyor ağlıyorsun? Neden unutamıyorsun? Ki unutamazsın ama en azından yokluğuna alışmaz mısın adaşım? Neyse arzularınızla boğulmanızı temenni eder ve hastalıklı hayatlarınıza devam etmenizi dilerim. Yaşam var ve ben yaşıyorum. Size bol şanslar…
Bir konu üzerine konuşmak istiyorum senin ile özlem sen,yüklem sen cümlem sen.
542 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.