Kim istemez özleme bit, hasrete din demeyi? Kim istemez canı burnunda geceleri dindirmeyi? Sevmek emekten çok anlayışa muhtaçmış ve göz açıp kapayıncaya kadarmış aşk.
Sayfa 21 - Gökhan DağıstanlıKitabı okudu
siliniyor yüzü - Gökhan Dağıstanlı
Anladım ki dört başı mamur bir hayat yokmuş. Yani bildiğin çektiğine yetmiyormuş. Arzu etmek de kâfi değilmiş çoğu zaman. Bir de uyumlanabilmek gerekiyormuş arzu ettiğine. Kim istemez özleme bit, hasrete din demeyi? Kim istemez canı burnunda geceleri dindirmeyi? Sevmek emekten çok anlayışa muhtaçmış ve göz açıp kapayıncaya kadarmış aşk. Sanki uyuduk, uyandık ve gitmişti. Hadi bir sayfa daha yazalım der gibi olduk bir gün, defter bitmişti.
Sayfa 21
Reklam
Kim istemez özleme bit, hasrete din demeyi? Kim istemez canı burnunda geceleri dindirmeyi? Sevmek emekten çok anlayışa muhtaçmış ve göz açıp kapayıncaya kadarmış aşk.
Kim istemez özleme bit, hasrete din demeyi? Kim istemez canı burnunda geceleri dindirmeyi? Sevmek emekten çok anlayışa muhtaçmış ve göz açıp kapayıncaya kadarmış aşk. Sanki uyuduk, uyandık ve gitmişti. Hadi bir sayfa daha yazalım der gibi olduk bir gün, defter bitmişti.
. Artık eve ve eski haline dönme ümidi ve arzusunun ışığa giden güve gibi olduğunu ve her yeni baharı, her yeni yazı, her yeni ayı ve yeni yılı hep hasretle bekleyen insanın neşeyle beklediğini görüyorsun. Özlediği şeylerin çok geç geldiğini düşünen- kendi yıkımını özlediğini algılamaz. Ancak bu arzu, kendisini ruha hapsedilmiş bulan ve insan bedeninden onu verene geri dönmeyi her zaman arzulayan unsurların özü, ruhudur. Ve bilmelisiniz ki, bu aynı özlem, doğadan ayrılamaz olan o özdür ve insan, dünyanın suretidir. ...
Aşkın başlangıcı "görme", sonucu "bakma"dır. İlk görüş anında başlayan ilginin sırasıyla sevgiye, bağlılığa, kalbin erimesine, tutkuya, özleme ve nihayet aşka dönüşmesinin bir tek gayesi vardır; sevilenin yüzüne bakabilmek, o ilk görüş anının lezzetini ve hazzını derece derece artırarak kemale erdirebilmek.Görmekten bakma derecesine yükselebilmek için aşkın binbir türlü tecellisi, sayısız çile durağı, firkat, hicran ve hasrete adanmış elemleri vardır ki, bunların her biri âşıkı kabalıklarından yontar, ruhunu arıtıp billurlaştırır ve en son noktada doya doya "bakma" eylemi için onu hazırlayıp sevgili huzuruna çıkartır.Aşkın "bakma"dan sonraki durağı "tapma"; yani sevenin sevilene kul olmasıdır.
Reklam
158 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.