Sanki kendisi mükemmel ve Allah'ın ne düşündüğünü doğrudan bilen birisiymiş gibi davranan, diğer insanların davranışlarını sürekli yargılayan insan, "dini dogruluk tutkusu" içindedir. Bu duygu içinde olan kişi, Türkçe söylendiği zaman hiçbir derinliği olmayan bir lafın Arapçasını söyler ve birkaç Arapça kelime mırıldandığı için herkesin kendini üstün görmesini ve kendinden çekinmesini bekler. Bu insanlar çoğu kere başkalarını din adına sürekli yargılayarak kendilerine kudretli bir mevki edinir; böylece hem kendi iç boşluğunun acısından uzaklaşmış olur hem de başkaları üzerinde egemenlik kurar.
Çok az şey biliyoruz bu dünyada Emin dayıcığım... İnsanoğlu olarak da çok az değişmişiz tarihimizin karanlık derinliklerinden bu yana... Biz hem güçlü hem güçsüz fukara İNSANOĞLU...
Mutluluğumu yitiririm diye korkmuşum meğerse... Kendi kendimizle yalnız kaldığımız zamanların mutluluğunu... İnsan gerçekten mutlu olayım derse, üstüne yüklenen sorumluluğun gereğini sonuna kadar yerine getirip kurtulmalıdır.