Kitabı iki bölüm olarak değerlendirebilirim sanırım. İlk bölüm Pablo Picasso'nun etrafında dönüyor ve okurken aldığım keyfi tarif etmemin imkanı dahi yok. Çok akıcı ve hızlı ilerliyor. İkinci bölüm biraz da durağan olsa da o kadar farklı insanın bir araya gelmesi ve biraz da hayal gücüyle bu şekilde harmanlanması kitabı oldukça ilginç kıldı. Yazarın hayal gücünü ve olayları bir araya getirme şeklini sevdim.
Okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi.
Elliot Goodman'ın aniden kalp krizi geçirmesi ile başlar kitap. Sonrasında Tanrı'dan ölmemeyi diler ve neden ölmemesi gerektiğine dair sebepler sunar. Böylece Tanrı ona, hayatını kurtarması için bir şans vermeye karar verir ama bu o kadar kolay değildir. Goodman'ın Tanrı'ya karşı oynayacağı bir golf maçını kazanması gerekmektedir. Tanrı oyunun adil olması için maça kendisi dahil olmaz ve yerine ünlü ikonların oynamasını uygun görür. Böylece maçın her bölümünde oyuncular değişir; Leonardo Da Vinci, Sokrates, Pablo Picasso, Marilyn Monroe, John Lennon, Mahatma Gandi, William Shakespeare, Edgar Allan Poe, Freud, Musa, Christoph Colomb ve birçok ünlü isimle yarışır. Bir yandan hayatı için sayıları kazanmaya çalışırken, diğer yandan da ünlü oyunculardan hayata dair yeni bilgiler öğrenir.
Sayfaları çevirirken Goodman ile birlikte ben de kendime; "acaba bu sefer hangi ünlü isimle oynayacağız?" diye sormadan edemedim. Tüm bu yıldız isimlerin tek kitapta bir araya getirilmesi, kendi karakter özelliklerine has bir şekilde golf oynamaları çok hoştu. Ama tüm bunlara rağmen diyaloglar çok daha derin, anlatım tarzı çok daha iyi olabilirdi.
Yine de konu itibari ile kendini diğer kitaplardan ayırmayı başarmış, okuması eğlenceli bir kitaptı.