Osmanlı tahtına geçme sırası Abdülmecide gelmişti. Şu kadarını ifade etmeliyim ki, Sultan Abdülmecid de birtakım venileşme hareketlerine imza attı. O kadar ki, “Osmanlı’ya yeni soluk getirir." korkusuyla, Batıdan (o tarihte "Batı" demek, İngiltere demektir.) borç almaya alıştırıldı. Ne var ki, bu borç şartlı verilmişti: Yatırıma dönüştürmeyecek, kendisine en görkemlisinden bir saray (Dolmabahçe Sarayı) yaptıracaktı.. Yaptırdı. Saray yapması şartıyla borç para veren İngiltere, o sırada öyle bir 'algı operasyonu' başlattı ki, halk Padişah'ından soğudu, bedduaya başladı: “Millet yarı açken kendisine altın saraylar yaptıran Padişah'ı biz istemezük!"
İngiliz planı tıkır tıkır işliyor, halk bin parçaya bölünüyordu. Sultan Abdülmecid Dönemi'nde Osmanlı, son derece büyük sarsıntılar geçiriyordu (sonraki aşamada tafsilat verilecektir). Batı dünyası, İngiltere önderliğinde her fitneyi deniyor, projesini adım adım yürürlüğe koyuyordu. Batı baskısıyla ilan etmek zorunda kaldığı “Tanzimat Fermanı" bile onu kurtaramadı.