Ay Günlükleri | Seri yorumu
Marissa Meyer , geçmişten günümüze kadar gelen Külkedisi, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Kırmızı Başlıklı Kız, Rapunzel adlı masalları geleceğe uyarlamış. Masal kahramanlarından bir distopya oluşturan Meyer, karakterler arasındaki bağlantıyı çok güzel kurmuş. Serinin konusunu ilk duyduğumda zaten uzun zamandır distopya okumadığım için büyük bir heyecan yaşadım. Konu ilgi çekici, karakterler bilindik fakat merak uyandırıcı. E bana da okuması kaldı. İlk kitap Cinder'da külkedisi Cinderalla'nın gelecekteki yaşamından bahsediliyor. Bir mekanik ustası ve sayborg olan Cinder'ın yolu Yeni Pekin'in veliahtı Kai ile kesişiyor. 2.kitap Scarlet kırmızı başlıklı kızla erkek karakterimiz Wolf'u ele alıyor. 3.kitapta ana karakter Cress , uzayda hapsedildiği bir uyduda yaşıyor. Cinder, Scarlet, Wolf vee Kaptan Thorne birlik oluşturarak Cress'i uydudan kurtarmaya ve ay kraliçesi Levana'nın planlarını bozmaya çalışıyorlar. 4.kitap Levana'da, ay kraliçesi Levana'nın geçmişi ele alınıyor. Ve serinin bence gözdesi olan 800 sayfalık Winter'da ay kraliçesi Levana'nın üvey kızı Winter anlatılıyor. Levana'nın üvey kızının dillere destan güzelliğini kıskanması ve Winter'ın çocukluk aşkı Jacin'le olan dayanışması sonucu Levana kötü planlarına devam ediyo ve Levana'ya karşı bütün kahramanlar bu kitapta rol almış oluyor. Serinin ek kitabı Uzak Yıldızlar'da diğer kitaplarda değinilmeyen detaylar anlatılmış. Mutlu sonu kadınların belirlemesi de seriyi güzelleştiren detaylardan biri olmuş.